Yaşamın bizlere verdiği armağanlar gerçekten çok değerli ve değeri ölçülmez şeylerdir. Bunların tadını çıkarmak isteyen ve bunun için zorluklara katlanıp sabahtan akşama kadar tasalanan insanın ise gerçekte bir şeyin tadını çıkardığı yoktur, tersine bunları çok çabuk harcayıp külünü savurur. Bu armağanlar ne gariptirler. Aksine, onları unutup da kendini birisine ya da bir şeye bütün benliği ile veren kimse, verdiğinin bin kez fazlasını geri alır ve yaşamının sonuna geldiği zaman bile, yaşamın ona vermiş olduğu armağanlar, tıpkı iri mayıs gülleri gibi, hâlâ açmayı sürdürürler.”