Müjdat Gezen

Ben bu “Yapabilirsin” sözcüğünün arkasına sığınıp, ya da harflerin arasında sıkışıp konuyu küçücük bir parsele bağlamaktan yana değilim.

Yıllar önce, Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak kitabının ünlü yazarı Dale Carnegie bir başka kitabında hiç unutamadığı bir olaydan söz etmişti.

Twain’i çok severim. Asıl adı Samuel Clemans’tır. Amerikan Edebiyatı’nın çok önemli bir kalemidir. Özellikle Tom Sawyer adlı yapıtı çocukların başucu kitabı olmuştur.

Okullarımızda (MSM) ve özel yaşamımda, orada bulunmayan biri hakkında ileri geri konuşmak yasaklanmıştır.

Orada bulunmayan kişinin kendini savunma hakkı yok. Sık sık televizyonlarda izliyorum. Birinin arkasından atıp tutuyorlar, sonra da “Arasın bağlansın, ekranlarımız kendinse de açık, cevap hakkı var” diyorlar. Adam o sırada Kanada’da ya da uyuyor. Ayıptır. Will Durant, “Başkaları hakkında kötü konuşmak kendimizi övmenin onursuz bir yoludur” diyor. Doğru. Birinin omzuna basıp kendine prim yaptırmak ne kadar basit bir şey. Belki kendinizi tutamayıp bir sevmediğiniz hakkında ileri geri konuşuyorsunuz. Bunu yapmayın. Bir an için kendinizi o kişinin yerine koyun. Bunu yapabilirsiniz…

Bir güzel atasözümüzü anımsayın: “Ver elini deme, al elimi de.” Bu söz Nasrettin Hoca’nın güzel bir öyküsünden alınmadır. Hemen herkes bilir ama Hoca’yı bir kez daha anmakta ne zarar olabilir?

Tolstoy ne güzel söylemiş: “Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünüyor. Kimse kendini değiştirmeyi akıl edemiyor.” Çok doğru.

“Bedeli ne olursa olsun dürüst kal. Sahici ol.”

“Hayatta gerçekten başarılı olmanın en iyi yolu, gerçekten nazik olmaktır” diyor Robin Sharma.

Yapan yapar, yapmayan eleştirir.”