bookmate game

Üstüngel Arı

  • b4869102430alıntı yaptı2 yıl önce
    Kadife’nin sokak aralarından birinde oturup sigaraya takılmak, gecenin köründe Yoğurtçu Parkı’nda evsizleri ve köpekleri önemsemeden hap atıp sabaha kadar durmaksızın gülüşmek, Moda Sahili’nde çimlere uzanıp boğazlarımızı birayla ıslatırken sohbet etmek, film izlerken sarılmak ya da uyumaya çalışırken yanlışlıkla ellerimizin birbirini bulması bile, seviştiğimiz anlardakinden daha çok bozuyordu kalp ritmimi
  • b4869102430alıntı yaptı2 yıl önce
    Kadife’nin sokak aralarından birinde oturup sigaraya takılmak, gecenin köründe Yoğurtçu Parkı’nda evsizleri ve köpekleri önemsemeden hap atıp sabaha kadar durmaksızın gülüşmek, Moda Sahili’nde çimlere uzanıp boğazlarımızı birayla ıslatırken sohbet etmek, film izlerken sarılmak ya da uyumaya çalışırken yanlışlıkla ellerimizin birbirini bulması bile, seviştiğimiz anlardakinden daha çok bozuyordu kalp ritmimi.
  • b4869102430alıntı yaptı2 yıl önce
    Ne yapacaktık? Hemen işe mi girmeliydik yoksa bir şekilde okumaya devam mı etmeliydik? Okul gerçekten de bize bir şeyler öğretebilecek miydi?
  • b4869102430alıntı yaptı2 yıl önce
    Yıllar sonra ve bu defa gerçekten evi terk etmemin tek gerekçesiydi belki de kitaplar. Tek gerekçesiydi belki de kendime seçtiğim mesleğin ve sigortasızlığa mahkûm bir yaşamın.
  • b4869102430alıntı yaptı2 yıl önce
    Ve o kadar siyah giyinirdi ki karanlıkta görünmez olurdu âdeta. Bir keresinde ona neden bu kadar siyah giyindiğini sormuştum. “Çünkü” demişti, “dünya beyaz giyilecek kadar temiz bir yer değil.”
  • b4869102430alıntı yaptı2 yıl önce
    açıköğretimini uzatabildiği kadar uzatıyordu. İnançlıydı ama kötü alışkanlıklarını meşrulaştırmak için “ottur, günahı yoktur
  • b4869102430alıntı yaptı2 yıl önce
    bir kere tanışmanın yetmediği insanlar vardır. Birkaç kere bile tanışmanın yetmeyeceği insanlar vardır hatta.
  • b4869102430alıntı yaptı2 yıl önce
    Hiçbir yerden gelip hiçbir yere gidiyorduk. Hiçbir yere ait olabiliyorduk sadece ya da aslında ait bile olamıyorduk hiçbir yere.
    “Beni yaşamak öldürüyor” derken ne de güzel anlatmıştı durumu Simone de Beauvoir.
  • b4869102430alıntı yaptı2 yıl önce
    Hepimizi öldürüyordu yaşamak, sadece birçoğumuz bunun farkında değildik. Farkında olanlar içindeki cesaretliler, kendilerine steril intiharlar hediye ediyordu. Cesaretsizlerse söyleniyordu son nefeslerine kadar, yaşamın boktanlığı ve sonunda hiçbir şey elde edemeyecekleri üzerine. Edebiyatçı oluyordu genelde cesur olmayanlar, heykeltıraş oluyordu, ressam ya da şair…
  • b4869102430alıntı yaptı2 yıl önce
    bebekten bile daha saf değil midir ölüler -ya da daha zararsız? Tökezleyeceğiniz bir an, tek bir an kollayıp ilk fırsatta boynunuza yapışarak kanınızı emmeye hazır vampirlerle dolu bir dünyada, ölü bedenlerden korkmak sizce de fazla anlamsız değil mi?
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)