Evvel zaman içinde, Çin’de, bir yoksul köylünün, bir kulübesiyle bir de kuzusu varmış. Kuzuyu kulübenin içinde bırakıp da tarlaya gittiği bir gün, kulübe de kuzu da yanmış. Köylü, yangın yerinde üzüntüsünden ağlarken, yanık kuzudan hoş bir koku gelmeye başlamış. Parmağını değdirip tadına bakmış, pek beğenmiş. Rivayet olunur ki Çin’de, “fırında kuzu” yemeği böyle bulunmuş. Sonra bir süre, Çin’de fırında kuzu yemek isteyenler, bir kulübenin içine bir kuzu bağlayıp, kulübeyi yakmayı âdet edinmişler. Fakat zamanla, kulübe yakmadan da fırında kuzu yemenin mümkün olduğu öğrenilmiş.