Gönüllü olarak kabul etmemiş miydim geceleri yaşama nöbet tutup gündüzleri karanlık kovuğuna çekilen yabanıl bir yaratığa, bir tür dev baykuşa dönüşmeyi? Mutluluğun yalnızlıkla, kesin ve kusursuz yalnızlıkla birlikte gelmesi tuhaf. İnsan seslerine, insan yüzlerine dayanamıyorum artık. Yakın zamana dek bu yalnızlık perdesini yırtacak, delip geçerek bana ulaşmayı başaracak kurtarıcı bir okun düşüyle yaşamıştım oysa. Yıllar yılı beklenen, ama çıdamla, umutla, özlemle beklenen parlak bir ışık, bir gündoğumu... Tıpkı koyu kahve gibi, yalnızlık da gitgide dozu artırılan ve yudum yudum tadına varılan bir alışkanlık haline geliyor zamanla.