Gençliğe adım atmak üzere olan bir çocuk, babasıyla birlikte dağlara çıkmıştı… Yürürken ayağı kaydı, az daha uçurumdan yuvarlanıyordu. Can havliyle bağırdı: “Eyvaaah!..” Karşı dağlardan aynı karşılık geldi: “Eyvaah!..” Çocuk ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyordu. “Sen de kimsin?” diye sordu. Karşı taraftan gelen aynı soruydu: “Sen de kimsin?” «Korkağın birisiin!…” diye bağırdı bu sefer, çocuk. «Korkağın birisiiin” cevabını almakta gecikmedi. Merakla babasına dönüp sordu: “Bu nedir baba?! «Hayatın sesidir oğlum” dedi babası, «dinle ve öğren.” Avuçlarını boru gibi yaparak karşı dağlara doğru bağırdı: “Seni seviyoruuum!..” Karşılık gecikmeden geldi: «Seni seviyorum! Baba oğluna döndü: «Oğlum” dedi, «herkes buna yankı diyor, ama aslında bu hayatın ve umudun sesidir. Hayattan ne umar, ona nasıl seslenirsen, sana o sesi yansıtır.” Çocuk, hayata hangi sesi verirse o sesi duyacağını o gün öğrendi.