İlk karşılaşmaları böyle oldu. Fusako, koridorda karşılaştıkları an adamın gözlerindeki anlatımı hiç unutmayacaktı. Yüzüne iyice gömülmüş gözleri, ufukta görünen ufak bir noktaya, bir geminin ilk belirtisine bakar gibi Fusako’yu süzmüştü. Hiç değilse, Fusako'da bu izlenim uyanmıştı. Öylesine yakındaki bir şeye bakan gözlerin bu denli keskin, bu denli delici bakmasına gerek yoktu - aralarında fersahlarca deniz olmadığına göre, bu bakış doğal değildi. Fusako, boyuna ufku tarayan bütün gözlerde aynı bakışın olup olmadığını merak etti. Uzaktan görünen bir teknenin beklenmedik belirtileri - sıkıntı ve sevinç, tedbir ve umut... Görünen teknenin, beklenmedik anda ortaya çıkma küstahlığı, ancak aralarındaki engin deniz yüzünden bağışlanabilirdi: O delici bakıştı engin deniz. Denizcinin gözleri Fusako'yu ürpertti.