Nöro Satış

Hayat bizden her gün yoklama alıyor. Peki, bizler kişiliğimizi ve neden var olduğumuzu yansıtan özgün bir ifade ile “Buradayım.” diyebiliyor muyuz? Hatta elimizdeki bu değerin üstüne her gün biraz daha koyabiliyor muyuz? Yüksek bir amaca hizmet etmek, çok çalışmak, güven ve takdir kazanmak için iyi bir insan olmaya çabalamak da kendimize ekleyebileceğimiz diğer unsurlar olabilir. Ancak bu yaklaşım finansal açıdan beklentilerimizi karşılamaz. Çünkü bu özellikler bizim sadece potansiyel olarak ne kadar kazanabileceğimizi belirler. “Gerçek kazancımızı belirleyen şey, ne kadar değerli bir hizmet verdiğimiz ve bunu ne kadar fazla sayıda insana ulaştırabildiğimizdir.”

güçlendirecek şeylerden biri de görüşme öncesinde sunduğumuz şeyin karşımızdakinin istek ve ihtiyaçlarına hangi noktada karşılık geleceğine dair tahminde bulunmak ve bu faydaları yeri geldiği anda da müşterimizin kendi satın alma nedenlerine uyarlayabilmektir. Çünkü herkes kendi nedenleri için satın alır, satışçının ona sunduğu nedenler için değil

kişinin ticari anlamında tercihi biz olmasak dahi sadece bizi tanımış olmanın bile onun hayatını olumlu yönde değiştirebileceğini unutmamalıyız.

Bazen hiç kimseyle ilgilenmek istemediğimiz anlar da yaşayabiliriz. Bu çok normaldir. Duyguların gelip geçici olduğunu bilmek ve her durumda bunun üzerine gitmek sonrasında yaşamak istediğimiz duyguyu çağırmamıza yardımcı olacaktır. Öyle hissetmediğimiz halde öyleymiş gibi davranmak aldatıcı olmaz mı diye düşünebilirsiniz. Hayır, çünkü bu sadece inandığınız şekilde hareket ettiğiniz anlamına geliyor. Normal şartlarda düşünceler duyguları, duygular da davranışları doğurur. Ancak bu sıra davranışlar üzerinden tersine de işletilebilir

Duyguların pençesinde kalarak tepkisel davrandığımızda dış koşulların bizi yönlendirmesine izin verirken, bilincimizi devreye sokup “uygun yanıtı” düşünmeye başladığımızda nasıl hissedeceğimiz ve davranacağımız konusunda tercihte bulunma fırsatı yakalarız

Başarılı bir satışçı olmak istiyorsak kendimizi bırakıp “karşımızdakini merak etmeye” başlamalıyız. Başlangıçta zaman ve pratik gerektirse de bir satışçının kendisine yapacağı en büyük yatırım kendi içinde ve insanlara karşı büyük bir “merak duygusu” geliştirmektir

Hatta bu güvenli duruş sesimize bile olumlu yansıyarak ona netlik ve keskinlik kazandırır. Özellikle sözel ifadelerimizle uyumlu olmak kaydıyla jestlerimizin ve mimiklerimizin kelimelerden hemen önce ortaya çıkması, söylediklerimiz konusunda kendimizden emin olduğumuzu ve bunların arkasında durabileceğimizi gösterir. Ayrıca herkes kendisini dikkatle ve içtenlikle dinleyen kişileri sever, saygı duyar ve güvenir

Hafifçe yana yatırılan bir baş, rahat bir yüz, bir tebessüm, gevşek omuzlar, dik bir omurga, yanlarda serbest duran kollar, dışa açılan mesafeli dirsekler, muhatabımıza dönük avuç içleri ve yere sağlam bastığımızı gösterecek derecede açık duran bacaklar ile bu güven duygusunu hem kendimizde hem de karşımızdakinde tesis edebiliriz

İletişime açık, ulaşılabilir ve kendinden emin bir duruş kendimizde olduğu kadar başkalarında da bize güvenebilecekleri duygusunu uyandırır

İnsanlarla iletişim kurabilmek illa ki özel bir dil becerisi veya dışa dönük bir karakter gerektirmez. İhtiyaç duyacağımız tek şey içimizde insanları tanıma arzusu taşımak ve yanlarındayken rahat davranabilme becerisi gösterebilmektir