17. Hikmet
Kâinatın Hakk’ın zatını marifet sahiplerinin kalp gözlerinden perdeleyebileceği nasıl düşünülebilir ki, ayân-ı sâbite henüz varlık kokusunu koklamamışken zahir olan Hak, yerin göğün yaratıcısıdır. Mevcudatın “Vahid” sıfatlı olan Hakk’ı hakikatin ibretli nazarlarından saklayabileceği nasıl hayal edilebilir ki; O, her şeyden fazla zâhir olan kâinatın yaratıcısıdır. Hakk’a yönelip kulluk etmeye yaratıkların engel olabileceği nasıl varsayılabilir ki, hiçbir mevcut O’nun varlığına nisbetle varlığı hâiz değildir. O hakiki vahiddir, varlığı gerekli olandır (vacib’ül-vücud).