İlber Ortaylı

Avrupa Ve Biz

Kitap eklendiğinde bana bildir
Bu kitabı okumak için Bookmate’e EPUB ya da FB2 dosyası yükleyin. Bir kitabı nasıl yüklerim?
Türkiye Avrupaya ilk defa yanaşmıyor. Türkiye Avrupa ile ilk defa bir macera yaşamıyor. Türkiyenin dokuz yüz yıllık tarihi Avrupa ile beraberdir; bunu kimse unutmasın. 
Bugün, Türkiyede Avrupa Birliği denen iktisadî ve siyasî oluşumun kültürel boyutu çok az tartışılmaktadır. Kültür bir hayat tarzını ve geçmiş kuşakların mirasını ifade ettiğine göre, Avrupa ve Türkiye bir uyum içinde midir? Tarihsel geçmiş, hal ve gelecek açısından bu uyum sorununun tartışılması şarttır. Oysa toplumumuzda hem idare edenler, hem de idare edilenler, Avrupa Birliğini sadece iktisadî refah, serbest işgücü dolaşımı konuları etrafında ve bir kısım çevreler de insan hakları gibi kurumlar açısından düşünmekte olup; asıl önemli sorunun tartışılmasından herkes kaçınmakta, belki de hoşlanmamaktadır. 
Alman ülkesinden Kohl diye bir başbakan, «Biz bunları ne biliriz?» diyor. 18. yüzyılın sonunda, bunu hiç çekinmeden söylerim, bizimkinden edebî bakımdan daha kaliteli bir Kuran çevirisi yapılmış bir ülkede bunu söylüyor! Haberi yok o mirastan, o büyük oryantalist mirastan; yani biz de onları tanımıyoruz, onlar da bizi tanımıyorlar, tanımamakta ısrar ediyorlar. 
Prof. Dr. İlber Ortaylı okuyucuyu karşılaştırmalı bir siyasal, toplumsal ve kültürel tarih gezisine çıkardığı bu eserinde, her zamanki akıcı üslubuyla ezberleri bozuyor, «tartışılmaz doğrular» olarak görülen pek çok konuda tabuları yıkıyor, hepimizi, yani Avrupa ve Bizi abartmadan, çarpıtmadan, gizlenmeden gerçeklerle yüzleşmeye çağırıyor.

Bu kitap şu anda mevcut değil
327 yazdırılmış sayfalar
Bunu zaten okudunuz mu? Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
👍👎

Alıntılar

  • Mustafa Söğütlüalıntı yaptı5 yıl önce
    İslâm ceza hukuku olan “ukubat
  • Mustafa Söğütlüalıntı yaptı5 yıl önce
    Ameliyatların da en fennîsini yaparlardı (o çağ için bu fen dediğin, afyonla veya fakirleri ucuz olsun diye düpedüz şarap içirip uyuşturarak ameliyat yapmaktı). Çar ve maiyyeti açıkta çalışan cerrahın yanından geçerken ceset kokuyor; çarın maiyyetindeki Rus soyluları, boyarlar, burunlarını tutuyorlar. Petro onlara bağırıyor; “O âlim ceset üzerinde çalışıyor, siz burnunuzu tutuyorsunuz, yaklaşıp öğrenmezseniz, cesedi dişlerinizle parçalattırırım size.” Meselâ, 18. yüzyılda Rusya’da başlayan kadavra üzerindeki anatomi çalışması Türkiye’ye 19. yüzyılda, Mekteb-i Tıbbiye sayesinde geldi.
  • Mustafa Söğütlüalıntı yaptı5 yıl önce
    sarıklı ihtilâlci Ali Suavi ise, medrese eğitimli olmasına rağmen Garb hukuku, Latin alfabesi, Avrupa tarz-ı hayatı ve kadın eşitliği konularında radikal garbcı görüşlere sahiptir
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)