Ameliyatların da en fennîsini yaparlardı (o çağ için bu fen dediğin, afyonla veya fakirleri ucuz olsun diye düpedüz şarap içirip uyuşturarak ameliyat yapmaktı). Çar ve maiyyeti açıkta çalışan cerrahın yanından geçerken ceset kokuyor; çarın maiyyetindeki Rus soyluları, boyarlar, burunlarını tutuyorlar. Petro onlara bağırıyor; “O âlim ceset üzerinde çalışıyor, siz burnunuzu tutuyorsunuz, yaklaşıp öğrenmezseniz, cesedi dişlerinizle parçalattırırım size.” Meselâ, 18. yüzyılda Rusya’da başlayan kadavra üzerindeki anatomi çalışması Türkiye’ye 19. yüzyılda, Mekteb-i Tıbbiye sayesinde geldi.