Reformcu kişiliği ile bilinen Sultan II. Mahmud, akıcı bir konuşma diline sahip olmasına rağmen nedense “telaş” kelimesine geldiğinde her seferinde dili sürçer ve “talaş” biçiminde telaffuz ediverir. Bu, etrafındakilerin dikkatini çeker ama kimsede koskoca padişaha bir kelimenin doğrusunu öğretme gibi bir işe kalkışmaya cesaret bulunmaz. Ama bir gün musahiblerden yani sohbet arkadaşlarından Said Efendi bu işi yapmayı aklına koyar. Biraz düşünceli bir hâl takınır sultanın yanında. Sultan da Said Efendi’nin bu hâlini fark eder ve nesi olduğunu sorunca, Said Efendi taşı gediğine koyar, “Dün, fakirhanemde bulunan talaşlar tutuşuverdi, bendeniz de hayli telaş ettim” der. Tabi Sultan Mahmud, maksadı anlar ve, “Peki artık anladım. Ne telaş et, ne de talaştan bahset” der. Bu da dil sürçmesinin görgülü bir hâli...
Hekimbaşı Şanizade Ataullah Efendi, dönemin başarılı, hünerli ve tıp alanındaki yenilikleri hiç kaçırmayan bir doktorudur. Cerrahlığa ait İtalyanca kitap çevirmiş, Edward Jenner’in geliştirdiği modern çiçek aşısını uygulamak için bir aşıevi kurdurmuş, dönemin hekimlerine sağlam kaynak olsun diye beş ciltlik bir Tıp Derlemesi yazmıştır. Bununla da yetinmemiş, devletin verdiği görevle oturup bir de döneminin tarihini yazmıştır. Ama bu kadar çalışkan ve hünerli bir bilim adamı olan Şanizade Ataullah, döneminin siyasi gelişmelerine de bulaşınca, haklarında orada burada ileri geri konuştuğu rakiplerince padişaha şikâyet edilir. Dönemin padişahı III. Selim de Şanizade’yi Tire’ye sürgün eder. Ama zaman geçer, padişah bu değerli bilim adamını affeder ve sürgün cezasının bittiğine, affedildiğine dair bir ferman yollar. Fakat işin trajik kısmı buradan sonra başlar. Şânizade’ye, af fermanını getiren Tire voyvodası Eğinli Ali Bey’in dilinin sürçerek “itlakınıza” (affınıza) diyeceği yerde “itlafınıza” (idamınıza) ferman getirdim demesi üzerine paniğe kapılan bu değerli bilim adamı, oracıkta kalp krizi geçirerek hayatını kaybeder. Böylece bir dil sürçmesi yüzünden tarihimizin yüz akı olan bir bilim adamını, ölüm alır götürür bu yeryüzünden.