Nureddin Itr

Buluğu'l Meram Şerhi – 3

Kitap eklendiğinde bana bildir
Bu kitabı okumak için Bookmate’e EPUB ya da FB2 dosyası yükleyin. Bir kitabı nasıl yüklerim?
  • tesbihderyasir1alıntı yaptı4 yıl önce
    Ancak Hanbelîler butercih hakkının sadece erkek çocuk hakkında geçerli olduğunu söylemişlerdir. Çünkü hadis erkek çocuk hakkında söylenmiştir. Kız çocuğun ise babasının yanında kalması gerektiğini söylemişlerdirŞafiîler ise kızın da erkekle aynı hükme tâbi olduğunu söylemişlerdirÇünkü temyiz çağına ulaşan kız çocuğu da kendi lehine olan hususları daha iyi bilir ve bu hususta onun yapacağı tercih kabul edilir. Hanbelîler ise kızın evlenmesi yakın olduğu için babasına muhtaç olduğunu, kızın onunla evlenmek isteyenler tarafından babasından isteneceğini söylemişlerdirBabası kızına denk olan damadın kim olduğunu daha iyi bilir.

    Mugni’l-Muhtâc, 3/456, 457; Mugnî, 7/614, 615.

    Bedâi’, 4/43, 44; Fethu’l-Kadîr, 3/318; Hâşiyetü’d-Düsûkî, 2/526.

    Hattâbî, Meâlimü’s-Sünen, 3/186.

    Boşanmış eşler arasındaki husumetin, mahkemeleri çocuğu görmek için özel evler tahsis etmeye mecbur bırakması esef verici bir durumdur. Müslümanlık nerede kaldı! Bırakın Müslümanlığı, insanlık nerede kaldı!

    Ahmed, 5/446, 447; Ebu Davud, 2/273; Nesaî, 6/185; İbni Mace, 2/788; Hâkim, 2/206. Hadis, hepsi şu iki isnada dayanan birçok yolla nakledilmiştir. Birinci isnat; Osmân el-Bettî-Abdülhamîd b. Seleme el-Ensârî-babası-dedesi olup bu isnat Nesaî, İbni Mace ve Ahmed’de nakledilmiştir. Burada tercih hakkı verilen çocuk erkektir. Söz konusu isnat zayıftır. Çünkü Abdülhamîd, babası ve dedesi bilinen râviler değillerdir. (Bkz: Tehzîb, 6/111, 112) İkinci isnat; Ebu Davud ve Hâkim’de nakledilmiş olup İbrahim b. Musa er-Râzî-İsâ-Abdülhamîd b. Cafer-babası-dedesi Râfi b. Sinân şeklindedir ve burada tercih hakkı verilen çocuk kızdır. Bu isnatta adı geçen Abdülhamîd b. Cafer hakkında ihtilaf vardır. Ahmed, İbni Maîn ve Nesaî onu sika saymış, Ebu Hâtim doğru sözlü olduğunu belirtmiştir. Süfyânü’s-Sevrî Kaderiyye’den olduğu için onu zayıf saymıştır. Yahyâ b. Saîd de onu zayıf bulmuştur. İbni Hibbân onun hatalı olduğunu söylemiş, Takrîb’de ise doğru sözlü olduğu, Kaderiyye’den olmakla suçlandığı ve bazen hata yaptığı ifade edilmiştir. Abdülhamîd’in babası olan Cafer b. Abdullah’ı İbni Hibbân sikalar arasında zikretmiştir. Onun sika olduğu söyleyen sadece İbni Hibbân’dır. Cafer Müslim’in râvilerinden biridir. (Bkz: Tehzîb, 2/99) İbni Hacer bu hususta şunları söylemiştir: “Hadisin senedinde çok fazla ihtilaf vardır ve rivayetlerin lafızları birbirinden farklıdır. İbnü’l-Kattân Abdülhamîd b. Cafer’in rivayetini tercih etmiştir. İbnü’l-Münzir ise nakilcilerin hadisi sabit görmediklerini ve isnadı hakkında tenkitler olduğunu ifade etmiştir.” (Bkz: Telhîs, 334)

    Râvilerin, sözü edilen çocuğun erkek mi kız mı olduğu hakkında farklı şeyler söylediklerini hatırlatalım.

    Hidâye, 1/29; Fethu’l-Kadîr, 3/317, 318; İbni Âbidîn, 2/871; Müdevvene, 5/41; Hâşiyetü’l-Adevî, 2/120; Hâşiyetü’d-Düsûkî, 2/526; Mugni’l-Muhtâc, 3/455; Mugnî, 7/613; Tehzîb, 3/159.

    Şu maddeleri zikredip konuyu fazla uzatmamak için bu cümleyi söylemeyi tercih ettik: Çocuğa bakacak olanın bulaşıcı bir hastalığı olmamalı, reşit olmalı (müsrif ve elindekini saçıp savuran birine çocuk teslim edilmez), çocuğun yaşayacağı yer güvenli olmalı ve bir kız çocuğunu eğer erkek büyütecekse mahremi olmalı.

    Buharî, Sulh, 3/184, 185, Megâzî, 5/141; Tirmizî, Birr, 4/313.
  • tesbihderyasir1alıntı yaptı4 yıl önce
    Ahmed, 1/98, 99; Ebu Davud, Talâk, 2/284; Hâkim, 3/120Rivayetlerin birinde Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin çocuğu Hz. Cafer’e verdiği nakledilmiştir. Bunda bir problem yoktur. Çünkü Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin çocuğu Hz. Cafer’e vermesinin sebebi, bakmak üzere kızı onun istemiş olmasıdır. Ancak kıza bakacak olan onun karısı olan kızın teyzesidir. Aynı rivayet bu hususu açık bir şekilde şöyle ifade etmiştir: “Kızı Cafer’e verdi ve şöyle buyurdu: Çünkü kızın teyzesi onun yanında.”

    Buharî, Sulh, 3/184. Hz. Zeyd b. Hârise, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin azatlı kölesiydi ve daha sonra onu evlat edindi. Hz. Cafer ise Hz. Ali’nin kardeşidir. Kızın teyzesinin adı ise Esmâ binti Umeys’tir. Hz. Cafer şehit olduktan sonra onunla Hz. Ebu Bekir evlenmiştir. Söz konusu kızın adı Ümâme, bir görüşe göre de Umâre’dir.

    Konuyla ilgili ayrıntılar için bkz: Hâşiyetü’d-Düsûkî, 2/527, 528; Hidâye, 3/28, 29; Mugni’l-Muhtâc, 3/452-454; Mugnî, 7/621-625.

    Şerhu Müşkili’l-Âsâr, 8/95.

    İbni Kudâme, Mugnî, 7/619, 620. İbni Hazm’a verilen cevaplar ve delilleriyle ilgili ayrıntılı bilgi için bkz: Zâdü’l-Meâd, 5/455–458.

    İbni Mace, Edeb, 2/1213, 3679 numaralı hadis.

    Buharî, Et’ıme, 7/82, Itk, 3/150; Müslim, Eymân, 5/94; Ebu Davud, Et’ıme, 3/365; Tirmizî, Et’ıme, 4/286; İbni Mace, 2/1094; Ahmed, 2/409, 464.

    Ümm, Nafakât, 10/347.

    Aliyyü’l-Kârî, Şerhu Ayni’l-İlm, 1/421, 422.

    Mugnî, 7/630.

    Zevâcir, 2/91.

    Buharî, Enbiyâ, 4/100, Şürb, 3/111 (Mâlik-Nâfi-İbni Ömer isnadıyla); Müslim, Birr, 7/43; Ahmed, 2/159.

    Müslim, Sayd, 6/72; Ebu Davud, Edâhî, 3/100; Tirmizî, Diyât, 4/23; Nesaî, 4405 numaralı hadis; İbni Mace, 3170 numaralı hadis. Hadisin açıklaması ve ondan çıkarılacak toplumsal dersler hakkında Fî Zılâli’l-Hadîs (sa: 273–275) adlı kitabımıza bakınız.

    Nesaî, Edâhî, 7/239.

    Nesaî, Edâhî, 7/239; Ahmed, 4/389.

    Zevâcir, 2/91, 92.

    Fethu’l-Bârî, 5/27; Şerhu Sahihi’l-Buharî, 14/240; Müfhim, 5/544. Ayrıca bkz: Reddü’l-Muhtâr, 2/948, 5/354; Minahu’l-Celîl, 2/448; Mugni’l-Muhtâc, 3/462; Mugnî, 7/634, 635; Merâtibü’l-İcmâ’, 80.
  • tesbihderyasir1alıntı yaptı4 yıl önce
    Mugnî, 7/619.

    Bedâi’, 4/42; Fethu’l-Kadîr, 3/313, 314; Hâşiyetü’l-Adevî, 2/871. Mâlikîler’e göre böyle bir evlilikte annenin yeni kocasıyla zifafa girmiş olması şartı aranır ve sadece nikâh akdi yeterli görülmez. (Bkz: Hâşiyetü’d-Düsûkî, 2/529, 530) Minhâc’da şu ifade geçmektedir: “Çocuğun annesi onun amcasıyla veya amcasının oğluyla evlenirse hadâne hakkı düşmez.” (Bkz: Şerbînî, Minhâc, 3/455) İbni Kudâme ise şöyle demiştir: “Çocuğun annesi, onun amcası gibi hadâne hakkı olan bir adamla evlenirse…” (Bkz: Mugnî, 7/619, 620)

    Ahmed, 2/246; Ebu Davud, Talâk, 2/283, 284; Tirmizî, Ahkâm, 3/638; Nesaî, Talâk, 6/185; İbni Mace, Ahkâm, 2/787, 788Hadisin senedi Hilâl b. Ebi Meymûne-Ebu Meymûne-Ebu Hureyre şeklindedir. Hilâl b. Ebi Meymûne’nin tam adı Hilâl bAli b. Üsâme’dir. Nesaî’nin belirtiğine göre Hilâl’de bir beis yoktur. Ebu Hâtim’e göre o bir şeyh olup hadisi yazılır. İbni Hibbân da onu sikalar arasında zikretmiştirİbni Hacer de Takrîb’de onu sika saymıştır. (Bkz: Kâşif, 2/342; Sikâtü İbni Hibbân, 5/502) Ebu Meymûne ise Hilâl’in babası olan Ebu Meymûne değildir. Onun nisbesi el-Fârisî, el-Medenî, el-Ebbâr’dır. Tirmizî onu Süleym diye isimlendirmiştir. Ebu Davud ve Hâkim’in senetlerinde şu ibare geçmektedir: “Hilâl bÜsâme’den nakledildiğine göre, Medineli ve doğru sözlü bir dama olan Ebu Meymûne Süleyman şöyle demiştir: Ben Ebu Hureyre ile birlikteyken bir adamla karısı arasında geçen tartışmadan söz ederek şöyle dedi…” Iclî’nin belirttiğine göre Ebu Meymûne Medineli bir tâbiî olup sikadır. Başkaları da onu sika saymıştır. İbni Hacer de onun sika olduğunu söylemiştir. (Bkz: Kâşif, 2/466; Tahzîb, 12/253) Tirmizî, İbni Hibbân ve Hâkim hadisi sahih bulmuş, Zehebî de ona muvafakat etmiştir. (Mevâridü’z-Zam’ân, 1/513; Hâkim, 4/97; Nasbu’r-Râye, 3/269) Râvinin adı konusundaki ihtilafın zararı yoktur. Çünkü râvinin şahsı bilinmektedir. (Bkz: Kifâye, 375; Usûlü’l-Cerh ve’t-Ta’dîl, 95, 96)
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)