Ancak mevcut olmanın dönüşümlerinin çokluğunu, bu mevcut olmanın, kendini, ben, birleştirici biricik Bir olarak; logos, her şeyi koruyan toplama olarak; Idea, ousia, energeia, substantia, actualitas, perceptio, monad olarak, nesnellik olarak, aklın, sevginin, tin'in ve gücün istenci anlamında kendini konumlamanın konumlanması olarak, ve de aynı olanın sonsuz tekrarında istemeyi isteme olarak gösterdiğine işaret ederek tarihsel açıdan da dikkate alabiliriz. Tarihsel olarak işaret edilebilen herhangi bir şey tarih içinde bulunabilir. Varlığın dönüşümlerinin çokluğunun gelişimi ilk bakışta Varlık tarihi gibi görünür. Fakat Varlık, bir kentin ya da insanların kendi tarihlerine sahip olmaları tarzında bir tarihe sahip değildir. Varlık tarihinde tarihe-benzer olan, açıkça, Varlığın içinde yer aldığı tarzla ve tek başına bununla belirlenir. Bütün bu açıklamalardan sonra bu, O'nun Varlığı verme tarzı anlamına gelir.