“Kâdiriyim, Hesenîyim, Kâdir’in Abdülkâdir’iyim Muhyiddin diye tescil edilmiş namı, Hüdâ’nın fakîriyim.” Kelam onu anlatmakta aczi yaşadı. İdrak onu anlamakta zorlandı. Sultanü’l-evliya idi.Evliyanın kibrit-i ahmeriydi. İsa sırrının taşıyıcısı Kün Sultan’dı. Allah Resulünün sevgilisiydi. Yerde iken Arş-ı Azamı ve İsrafil’in azametini temaşa edendi. Müritlerinin ateşte yanmaması için Allah’tan söz alan tek evliya Sultan-ı Naz’dı.Nuriye Çeleğen, kelamın kalbe hissettirme duası ile asırların bu büyük feyiz kasesi kalbi öyküledi.Nasıl tüm asırlara feyiz sakisi olmuş, asırlar onun kalp bahrinden su içmişti? Sırr-ı künle ölmüş kalpler ve cesetler nasıl dirilmişti? Sırr-ı Adem’in sultanı olmak ve eşya ile kelama durmak ne demekti? Bilumum kalpleri içine alan o külli zikre asırlar nasıl ses vermişti? Ya Hayy!”