Cezaevine varır varmaz bir hekim, akıl yetilerinin aşın heyecandan bozulup bozulmadığını anlamak için onları inceden inceye muayene ediyor. Sonra hükümlüler yeniden karşılıklı hücrelerine dağıtılıyorlar. Yalnız kalır kalmaz Dostoyevski kardeşi Mişel’e bir mektup yazıyor:
“Kardeşim, sevgili dostum,
Karar verildi. Dört yıl kürek (Orenburg’da sanıyorum), dört yıl da er olarak askerlik görevi için hüküm giydim. Az önce, dediklerine bakılırsa, bugün yarın bizi gönderecekler. Seni görmek istediğimi söyledim, imkânsız dediler... Kardeşim yenilmedim, cesaretimi yitirmedim. Yaşam her yerde yaşamdır. Yaşam içimizdedir, bizi çevreleyen dünyada değil. Yanımda insanlar olacak. .. İnsanlar arasında bir insan olmak, sonuna dek böyle kalmak, koşullar ne olursa olsun gücünü yitirmemek, düşmemek, işte yaşam budur, işte yaşamın gerçek anlamı. Ben onu anladım. Bu düşünce etime dek, kanıma dek işledi...
Belki gene görüşeceğiz kardeşim; kendine iyi bak, Tanrı aşkına, gelecek buluşmamıza dek yaşamaya çalış. Belki bir gün gene kucaklaşacağız ve geçmişteki güzel yaşamımızı, gençliğimizi, gömmek için şu anda kanayan yüreğimden söküp çıkardığım umutlarımızı birlikte anacağız. Kalemi hiç elime alamayacak mıyım dersin? Dört yıla kadar yazabileceğimi umuyorum. Eğer yazmayı bana yasak ederlerse ölürüm. Kalemimi elimden almasınlar tek, on beş yıl tutuklu kalmaya razıyım...
Eğer birisinde kötü bir anı bırakumsa, eğer birisiyle kavga ettimse, eğer birisine karşı uygunsuz bir davranışım olduysa, karşılaştığın vakit, söyle onlara unutsunlar bu yakınmaları. Yüreğimde bir kötülük, bir kin yok. Şu dakikada arkadaşlarımdan birini, hangisi olursa olsun önemi yok, öyle sevmek, öyle kucaklamak isterdim ki... Geçmişe baktığım vakit, boşa harcadığım tüm anlan, yaşam hakkındaki bilgisizliğim yüzünden, yanılmalarla, yanılgılarla, önemsiz işlerle yitirdiğim tüm anları düşündükçe bir kan dalgası yüreğimi kaplıyor. En iyiye ulaşmak için değiştireceğim kendimi. Tüm umudum bundadır.
Ah! ne vakit, ne vakit göreceğim seni? Allahaısmarladık, her şeyden, sevimli olan her şeyden koparıyorum kendimi! .. Bütün bunlardan ayrılmak çok acı. Kendini ikiye bölmek, yüreğini ikiye parçalamak çok acı. Allahaısmarladık! Allahaısmarladık! .. Ama gene göreceğim seni, kuşkum yok bundan, umudumu kesmedim.
Değişme, beni sev, anılarında sakla beni, senin sevdiğini düşünmek yaşamımın en büyük sevinci olacak. Allahaısmarladık! Bir kez daha Allahaısmarladık!.. Herkese Allahaısmarladık...”