Felipe Enriquealıntı yaptı4 yıl önce
Dinin pek geniş rolünü iyice canlandırmak için, onun insanlara vermeye giriştiği her şeyi göz önüne almak gerekir: İnsanları evrenin başlangıcı ve kuruluşu üzerine aydınlatır onlara, varoluşun değişiklikleri ortasında Tanrı’nın koruyuculuğunu ve öbür dünyanın mutluluğunu sağlar ve sonunda tüm otoritesinin yargılarına dayanarak onların görüşlerini ve eylemlerini düzenler. Böylece üçlü bir görevi yerine getirir. İlk planda, tıpkı bilimde olduğu gibi, fakat başka yollarla insanlığın merakını doyurur, bundan dolayı da bilimle çatışır. Kuşkusuz etkisinin büyük bölümünü ikinci görevine borçludur. Çünkü bilim, yaşamın tehlikeleri ve kötü rastlantıları karşısında insanın korkusunu yatıştırmak ya da ona felâketler içinde bir avuntu vermek söz konusu olduğunda onunla yarışamaz. Bilimin bazı tehlikeleri önlemeyi, bazı kötülüklere karşı başarı ile savaşmayı öğrettiği doğrudur, insanlara yaptığı yardımı yadsımak mümkün değildir, ama birçok durumda acıyı yok edemez ve insanlara boyun eğmeyi öğütlemek zorunda kalmaktan başka şey yapamaz. Din, üçüncü görevinden dolayı yani insanlara buyruklar, yasaklar, kısıntılar koyduğu zaman, bilimden daha çok uzaklaşır; çünkü bilim de dinin verdiklerine benzeyen, fakat başka türlü nedenlerden doğmuş davranış kuralları hazırlayarak olguları araştırmak ve ortaya çıkarmakla yetinir. Bu üç görevi birbirine iliştiren bağın niteliğini açıkça kavrayamıyoruz. Dünyanın yaratılışı öyküsü ile bazı ahlak kurallarına boyun eğme arasında nasıl bir ilinti vardır?
  • mevcut değil
  • Yorum yapmak için katılın veya oturum açın
    fb2epub
    Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)