sözleri beni biraz kışkırttı, üstelik Alman hanımın bana verilen bu dersi, bir yanda gerçek kadınlar var, öbür yanda “fahişe mizaçlı olanlar” –kendisi Madame Henriette’in böyle biri olduğu kanısındaydı– diyerek katmerlemesi sabrımı taşırdı ve saldırganlaştım. Bir kadının, hayatının bazı saatlerinde kendisi istemeden ve bilmeden, gizemli güçlerin eline düştüğü gibi bariz bir gerçeğin reddedilmesi, sadece insanın kendi içgüdülerine, doğasındaki şeytani niteliğe karşı duyduğu korkuyu saklar, dedim, görünüşe göre kendilerini “kolayca baştan çıkarılabilenler”den daha güçlü, daha edepli ve temiz hissetmek bazı insanların hoşuna gidiyord