Yavuz Bahadıroğlu

  • Mustafa demiralıntı yaptı2 yıl önce
    Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin, Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten
  • Mustafa demiralıntı yaptı2 yıl önce
    Milâdî 1876 baharındayız...
    Bitlis vilâyetinin Hizan kazasına bağlı Nurs köyü
  • Mustafa demiralıntı yaptı2 yıl önce
    Dindarlığı sebebiyle “Sofî Mirza” diye anılan Said’in babası, ziyaret esnasında çift sürmede idi. Şeyh efendi, evin önüne serilen hasıra çöküp dönmesini bekliyordu. Birazdan iki inek ve öküzleriyle birlikte ev sahibi göründü. Fakat o ne! Hayvanların ağzı bağlıydı. Merak içinde bunun sebebini öğrenmek isteyince, Sofî Mirza Efendiden şu cevabı aldı:
    “Tarlamız uzakçadır. Yolda komşuların tarlalarından geçmem gerekiyor. Ağızlarını bağlamasam, komşuların tarlasındaki otlardan yemeleri ihtimali var. Ekmeğime haram karıştırmamak için böyle yapıyorum
  • Mustafa demiralıntı yaptı2 yıl önce
    Ben Said’e hamile kalınca, abdestsiz yere basmadım. Said dünyaya gelince de, bir gün olsun abdestsiz emzirmedim
  • Mustafa demiralıntı yaptı2 yıl önce
    Abdurrahman Taği, Nurslu talebelere aşırı bir ihtimam gösterir, diğer talebelerine, Nurslu talebelerinden birinin İslâm dinini ihya edeceğini söylermiş.
    “Bu Nurslu talebelere iyi bakın; bunlardan biri, din-i mübin-i İslâm’ı ihya edecek... Fakat hangisidir, ben şimdi bilemiyorum.”[9] dermiş.
  • Mustafa demiralıntı yaptı2 yıl önce
    Kendi ifadesiyle, karıncalarda sosyal hayata malikiyet, çalışkanlık ve görev aşkı vardı. Bunu fark etmiş, karıncaların cumhuriyetçiliğine bir mükâfat olarak çorbanın taneleriyle onları beslemişti. 1935 yılında Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesinde “cumhuriyet düşmanlığı” ithamıyla yargılanırken, cumhuriyet hakkındaki düşüncesi sorulacak, “Eskişehir mahkeme reisinden başka, daha sizler dünyaya gelmeden benim dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder.”
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)