Avrupa’nın silahlı veya sessiz müdahaleleri başlıca Müslüman devletler açısından toprak kayıplarının ve dolayısıyla kitlesel nüfus göçlerinin damgasını vurduğu uzun ve ıstıraplı bir süreci başlatırlar; bu durum, Reconquista’nın acı hatıralarını yeniden canlandırır. Sömürgeci siyaset, hem doğal olarak “Batı”ya karşı, hem de kendine karşı bir güçsüzlük duygusu da uyandırarak, o zamana dek ağır bastığı düşünülebilecek “yurttaşların fikir yürütme ve karar alma özgürlüğü” yerine “mütevekkil bir boşvermişlik ortamı” üretir.