İyi, hatta muhteşem, geleneklerin bolca yer aldığı bireysel bir şeyler yaratmak için tamamen olgunlaşmış bir güç gerekir. Kurtarın kendinizi bu genel temalardan ve gündelik yaşamınızın size sundukları üzerine yazın. Kederlerinizi ve arzularınızı, zihninizden geçen düşünceleri ve güzelliğin bir türene olan inancınızı betimleyin. Tüm bunları yürekten gelen, sessiz, mütevazı bir samimiyetle tasvir edin ve kendinizi ifade ettiğiniz zaman, etrafınızdaki Şeyleri, rüyalarınızdan hatırladığınız imgeleri ve nesneleri kullanın. Günlük hayatınız yetersiz geliyorsa, yaşamınızda değil, kendinizde arayın suçu. Yaşamın zenginliklerini ortaya çıkaracak kadar iyi bir şair olmadığınızı itiraf edin; zira yaratıcı için ne yoksulluk vardır ne yoksul, ne de önemsiz bir mekân. Duvarları dünyaya ait tek bir sesi bile geçirmeyen bir hapishanede bulsanız dahi kendinizi, çocukluğunuz, o paha biçilmez mücevher, anıların zengin kaynağı, sizin yanınızda olmayacak mı yine de? Dikkatinizi buraya yöneltin. Bu muazzam geçmişin dipteki duygularını uyandırmaya çalışın ki kişiliğiniz güçlensin, inzivanız alacakaranlıkta yaşayabileceğiniz, başkalarının gürültülerinin akıp gideceği, uzak ufuklara açılan bir mekân haline gelsin. İçe dönüşünüzden, kendi dünyanıza dalışınızdan şiirler çıkarsa ortaya, iyi yazıp yazmadığınızı sormayı düşünmezsiniz bile.