Kullukta teslimiyeti, dostlukta vefası olmayanların sadakati, zorluk gelinceye kadardır. Oysa kulluk, her şeye «rağmen» olmalıdır. Gerçek sevgiye ulaşanların, yaşadıkları tecellilerden «Yandım Allah, dondum Allah!» diye şikâyetleri olmaz. Bizler ilahî aşkın keremine mazhar olabilirsek İbrahim gibi İsmail'den, İsmail gibi de candan geçeriz. Eğer Muhammedî tadı, gönül damağımızda tatmadıysak, bütün tatların sadece dil damağında ve nefsanî arzularda olduğunu zannederiz. Şu dünyada hangi sevgi var ki ilahî sevgi ile kıyas edilebilsin? Hangi güzellik var ki güzellikleri halk eden Mevla'ya tercih edilebilsin?Kulluk «rağmen» olursa güzeldir. Mevla muhatap olmayınca kulun muhataplığından, Mevla dost olmayınca muhatabın dostluğundan, Mevla maşuk olmayınca âşığın aşkından hiçbir şey olmaz. Onun için Rahman severse güzel olur. Rahman dilerse güzel olur. Rahman hidayet ederse her şey çok güzel olur.Bu eser, tasavvufî sohbet ve muhabbet üslubu içerisinde kulluğu «rağmen» yaşayabilmenin ve Hak'ta ebed olabilmenin yollarını anlatıyor.