Vakıf, hayır işine süreklilik kazandıran muameledir. Bununla taşınır veya taşınmaz mal temlik ve temellükten menedilerek yüce Allah’ın mülkü haline gelir. Vakıf mülkleri mütevellinin, özel anlamda ise İslam toplumunun koruması altındadır. Sürekli hayır yolunu açan vakıf uygulaması, yüzyıllar boyunca her İslam toplumunda devam etmiş ve Osmanlı İmparatorluğunda zirveye çıkmıştır. Şahıs mülklerinden oluşan asıl (sahih) vakıflar yanında Devlet Başkanı ve üst düzey yöneticiler tarafından gerek kendi mülklerinden ve gerekse hazine mülklerinden vakfedilen taşınır ve taşınmaz malların gelirleri, kamu hizmetlerinin önemli bir bölümünü karşılar seviyeye ulaşmıştır. Osmanlılarda genel olarak camii çevresinde toplanmış bulunan medrese, aşocağı, misafirhane, hastane, han, hamam, kervansaray, suyolları, çeşme… gibi hayır müesseseleri toplumun önemli sosyal güvenlik ve eğitim kuruluşlarıdır…