Osmanlı Hikayeleri

Yüzündür cihanı münevver eden
Fedadır yoluna bu can-ı ten
Senin çün yandığım nedendir neden
Senden midir benden midir?
Gülden midir bilmem neden

Herkes genç ölenlerin arkasından üzülür, hâlbuki önemli olan az yaşamak değil, güzel yaşamaktır.

Hadi sen biliyorsun meseleyi, ya senden satın alanlar? Sonra Osmanlı kusurlu mal satıyormuş derler. Ben ecnebi diyarlarda devletimin şerefini düşüremem, milletimin adını lekeleyemem.

Mihrimah Sultan Camii İstanbul’un yanağına kondurulan bir gamze güzelliğindedir.

Osmanlı Ülkesi’nin kudretli hünkarının, Muhteşem Süleyman’ın bir kızı dünyaya gelir. Mihrimah adı verilen bu kız büyüdükçe ismiyle müsemma bir güzellikte serpilip gelişir. Farsçada Güneş ve Ay anlamına gelen Mihrimah zerafetiyle Ay’ı, parıltısıyla Güneş’i andırmaktadır.

Gün boyu aç kalan midenin birden yiyecekle tıka basa doldurulmaması ve akşam namazının daha bir huşu içerisinde kılınabilmesi için ana yemeğe geçmeden önce akşam namazının eda edilmesi efdal sayılırdı.

Tarih geçmişte yaşanıp bitmiş olaylar değil; geçmişte yaşanmış, ancak etkileriyle günümüzü kucaklayan olaylardan oluşur.

Bir insanın hafızası ne kadar hayatî bir önem taşıyorsa, tarih öğrenimi de, milletlerin hafızasının oluşmasında o kadar büyük bir yer tutar.