Ateş Hırsızı, anarşizmin Türkiye’deki yolculuğunda iki açıdan büyük önem taşır. İlk sayısının 1992 yılının aralık ayında, 10. ve son sayısının ise Nisan 1999’da yayınlanmasıyla, Ateş Hırsızı, kendisinden sonraki anarşist dergi geleneğinde, acısıyla tatlısıyla, belirleyici olmuştur. Dikkat edilirse ve daha önce yayınladığımız Kara ve Efendisiz dergileri seçkileriyle karşılaştırılırsa fark edilir; Kara ve Efendisiz ihmal edilebilecek aksamalara rağmen şaşırtıcı derecede düzenli ve aksaksız çıkmışken, Ateş Hırsızı, hem bu iki dergiden daha fazla sayı yayınlamış, hem de yayınlanma süreci yedi (1992 — 1999) yılı bulmuştur. Ateş Hırsızı, bu manada, aperiyodik ve yıllara yayılan anarşist dergicilik geleneğini başlatmıştır. Aynı zamanda, geniş dağıtım ağıyla (ve kitapçılarda uzun süre kalabilmesiyle belki de) Türkiye politik sahnesinde, kendisinden önceki iki dergiye göre, oldukça bilinir bir dergi olmuştur: Kara ve Efendisiz, birer sene yaşamışken, Ateş Hırsızı yedi yıl yaşamıştır. Kuşkusuz, bunda Türkiye’nin değişen politik yapısıyla, radikal sol ve anarşist düşüncenin (mütevazi bir ölçeğe göre) nispeten daha da tanınır olmasının rolü ihmal edilemez.