Panaït Istrati

Sünger Avcısı

Kitap eklendiğinde bana bildir
Bu kitabı okumak için Bookmate’e EPUB ya da FB2 dosyası yükleyin. Bir kitabı nasıl yüklerim?
  • Kitaplikkedisialıntı yaptı2 yıl önce
    "Aşkın beslediği büyü bizim içimizdedir. Dışımızda ise; büyük kayıtsızlık bulunur.”
  • Kitaplikkedisialıntı yaptı2 yıl önce
    En büyük matemler insanın karalar bağladığı matemler olmadığı gibi, en öldürücü acılar da ilk anda duyulanlar değildir. Sükûnet içinde yine acı çekersin, ama bu acının gizlenmesi gerekenlerden olduğunu bilirsin, çünkü insanlar ancak kendilerinin de anlayabildikleri felaketlere ilgi gösterir ve yardım ederler.
  • Kitaplikkedisialıntı yaptı2 yıl önce
    Hayvan olması gereken kişiler insan kılığına bürünüyor, öte yandan insanlarda ender bulunan niteliklere sahip yaratıklar sözden yoksun birer hayvan şeklinde dünyaya geliyorlar.
  • Kitaplikkedisialıntı yaptı2 yıl önce
    Her insan yüreğinin bağlı olduğu değişmeler sonucunda bizden ayrılır, çok kere de yürekten daha güçlü olaylar, bazen de kendi hatalarımız buna yol açar. İçli insanların sevgisi ölçü bilmez; fazla sıkarken boğabilir.
  • Kitaplikkedisialıntı yaptı2 yıl önce
    "Yok, anarşist değilim, sadece özgürlüğü seven bir insanım, oysa anarşistler özgürlüğü sevmezler, ya da sevdiklerini sanırlar: Anarşistler özgür insanlar değildir, onlar anarşist, yani düzensiz insanlardır, oysa bu dünyada her şeyde bir düzen vardır, hatta özgürlük aşkında bile. Ben özgür olmayı severim, ama kimseyi benim gibi olmaya zorlamam. İnsanların çoğu köle olmak için doğmuştur. Özgür bir ruha sahip olmak kolay değil. Yarın da, hatta on yüzyıl sonra da kolay olmayacak. Köle olmak demek iş zincirini kemerine bağlı taşımak demek değildir. Özgür adam olmak da kendi hesabına çalışmak ya da hiç çalışmamak anlamına gelmez. Köle, hayvandır; dünya kurulalı beri emir altına girmeye mahkûm, aşağılık bir malzemedir, her şeyden önce, aşağılıklığa boyun eğen, niteliksiz bir malzeme. Özgür adama oranla köle, bereketli toprağa oranla kumluk yer gibidir. O cansızdır, ancak başkalarının iradesiyle harekete gelir, tıpkı rüzgârların keyfine tabi olan kumlar gibi. O zaman hareketleri körü körünedir ve felakete yol açabilir. Her şeyi kaplayıp ezer. Bir imparatora ya da krala, ya da bir demokrata veya demagoga basamaklık eden kölelik işte budur. İster kenar mahalle halkı olsun, ister bir parlamentoda toplanan daha sınırlı insanlar, daima kuvvetli bir elin hükmü altındadırlar. Bu tür insanlar ancak iki türlü yaşam tarzı bilir: Hükmetmek ya da hükmedilmek. Bu da kendisine emreden başa bağlıdır. Bu iki egemenlik arasında özgürlükten nasıl söz edilebilir?“
  • Kitaplikkedisialıntı yaptı2 yıl önce
    İnsan böyle bir hayvan gibi yaşayıp en küçük bir iz bırakmadan yıkılıp gitmeli mi? Böyle şey olmaz, bu hiç yaşamamış olmaktan beterdir. Hayat demek arkada bırakılan iz demektir, senin bir ruha sahip olduğunu kanıtlayacak olan budur; bunu kanıtlayamayan adam sadece bir hayvandır.
  • Kitaplikkedisialıntı yaptı2 yıl önce
    Kahkaha, gözyaşı, birer amaç mıdır? Böyle bir şey kimsenin aklından geçmez. Bunlar, tıpkı, uyku ve uyanıklık gibi başka şeylere geçmek için birer araçtır. Hayat da bir araç, çok uzun bir araçtır ve bize yokluk denilen şeye geçme imkânını verir. Ama yokluk hakkında ne biliriz ki?
  • Kitaplikkedisialıntı yaptı2 yıl önce
    Bizim halk ağzıyla felsefe dediğimiz şey, her türlü hayat koşulunda bize aklı başında bir rehber olmak iddiasındadır. Sanki bütün insanlara uyabilecek bir hayat kuralı varmış gibi. Eğer bir hayat kuralı varsa, bu ancak hayatı, su birikintisi üstünden atlamak zorunda kalmış bir kedi gibi yaşamak isteyen insanları ilgilendirebilir. İşte bu yüzdendir ki en yakın akrabalarımız, hayatı bir su birikintisi, bizi kedi yavruları, kendilerini ise birer felsefeci yerine koyarlar, çünkü su birikintisinin hakkından gelmişlerdir. Her zaman haksız değildirler, ama her şey dişi kedinin dünyaya getirdiği yavrulara bağlıdır. Ejder doğuran insan kediler vardır. Kabahat kimde? Kimsede, tabii. Vaktinde yağmur yağmayınca kime kızarız?

    “İşte bütün ana babaların, duydukları sevgiye karşın, tevekkülle katlanmaları gereken tanrısal bir anarşi. Ama bunu yapmazlar. Ellerinden gelince de yavru ejderlerinin kanatlarını kırpar, pençelerindeki tırnakları kemirir, dişlerini körleştirirler, onu ellerinden geldiği kadar kuşa benzetirler. İşte, çoraplarından tutun da “felsefe”sine kadar her şeyi işportacılık olan insanlık karikatürü bundan ileri geliyor.
  • Kitaplikkedisialıntı yaptı2 yıl önce
    Tehlikeli ve çetin çabalar pahasına hayattan kopardığınız bir mutlulukla kıyaslanabilecek hiçbir şey yoktur. İnsanların miskincesine sizden esirgediği her şey bir mutluluktur; ve bütün mutluluklar soyludur, çıplak elinizi kaderinizin yanan ocağına sokarak ararsanız hepsini elde edebilirsiniz. Arzunuzun cüreti karşısında ateş bile yakıcılığını yitirir, yeter ki siz bütün yeryüzü mutluluklarının insafsız bekçisi tarafından ısırılmayı göze alın!

    İşte hiçbir okulun, hiçbir eğitimin bize öğretmediği gerçekler; ve işte bunun için yeryüzünde korkaklar kahramanlardan çok fazladır. Bunun sonucu olarak da insan solucanından tutun, yıldızları arayan bilgine kadar herkese kesin olarak sağlanan aşağılık bir hayat.
  • Kitaplikkedisialıntı yaptı2 yıl önce
    Boşuna uğraşmak insanın ruhunu tüketir. Önüne geçilmez bir felaketi kabul ettiğimiz zaman güçlü oluruz. Felakete meydan açın! Mutluluk bile ne de olsa, bazen onun ardında kalmak zorundadır.
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)