Sonbahar yaprakları beni etkilemedi hiç, barlarda aşkından ölmedim o kadının. Olmak istediğim adamı oynadım hep ama asla olamadım. Çalma rüyaların kuytularında kaybettim çocukluğumu. Pompalı tüfekle herkesi vurabilecek kadar nefret doluyken nasıl sevebilirdim seni; sevmedim. En çok kendimi sevmedim. Rüzgâra inanıp rotamı değiştirdim. Ağzımı küfürle doldurup boşaldığım sonsuzluğa benden hiçbir şey gönderemedim. Ceplerime sığdırdığım koruyucularımla ve güvende olmanın huzuruyla daldığım tenlerde unuttum geçmişi.
«O.Ç.» dedi bana hak etmediğim; dindirilemeyen öfkesiyle ve seviyorken delicesine. İncinmedim…
Buket Konur
1985 yılında dünyaya 'merhaba' dedi.
Çocukluğunu çok sevdiği mahallesinde bilye oynayarak geçirdi. Pastel boyalarını cebine doldurup kaldırımları en sevdiği renge boyadı. Çocukluğu boyunca çürük çıkarsa hayal kırıklığı yaşayacağını düşünüp elma şekeri yemedi. Uzun cümleler kurmayı severdi; ilerleyen yaşlarında kalemini mürekkebe batırıp durmadan yazdı ve yazdıklarını tozlu raflara istifledi.
Şimdi elma şekeri yiyerek yazmaya devam ediyor. 2013 yılının Mayıs ayında artık yayımlamaktan korkmuyorum dediği ilk kitabı olan “Mor Delilik” çıktı. Yaşadıkça yazacak çok şeyi olduğuna inanan yazarın ikinci kitabını tamamlaması da uzun sürmedi.
O'na göre hâlâ her renk biraz MOR'a çalıyor.
(Tanıtım Bülteninden)