Selman Kayabaşı

Hanedan

Kitap eklendiğinde bana bildir
Bu kitabı okumak için Bookmate’e EPUB ya da FB2 dosyası yükleyin. Bir kitabı nasıl yüklerim?
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı6 yıl önce
    Ahmed İzzet Paşa, Osmanlı Devleti’nin son sadrâzamlarındandı. Arnavutluk’un Ayan ailelerinden birine mensup olan Paşa’nın kökeni, Sultan II. Murad zamanından itibaren Kubbealtı Danışma Meclisine kabul edilen Timur Bey ailesine uzanır. Ahmed İzzet Paşa, tarihimizde en fazla, Mustafa Kemal’in Sultan Vahdettin’e yazdığı mektup vesilesiyle konu edilir. Mustafa Kemal, Sultan Vahdettin’e gizlice bir mektup göndermiş; Ahmed İzzet Paşa’nın başkanlığında, kendisinin de Harbiye Nazırı olarak yer alacağı yeni bir kabine kurulmasını işaret etmiş; devletin bu yeni hükümetle milli kurtuluş mücadelesini organize edebileceğini yazmıştır. Bu mektuptan kısa bir süre sonra Sultan Vahdettin, kabineyi kurma vazifesini Ahmed İzzet Paşa’ya vermiş, Mustafa Kemal’in mektupta ismini geçirdiği bazı arkadaşları da bu kabinede nazır (bakan) olarak yer almışlardır. Yeni kabinede, Harbiye Nazırlığı boş bırakılmış, Sadrâzam İzzet Paşa, bir taraftan da Harbiye Nazırlığını deruhte etmiş ve Mustafa Kemal’i cepheden payitahta bir süreliğine çağırmamıştır.
    Milli Mücadele, Erzurum ve Sivas kongreleriyle ismini dünyaya duyurduktan ve Mustafa Kemal de artık hareketin başına geçtikten sonra, İstanbul’daki gazetelere konuşan Ahmed İzzet Paşa; Kuvay-ı Milliye hakkında kendisine sorulan soruya şu cevabı vermiştir:
    “Milli hareketlerin siyasi durumumuz üzerine iyi etki yaptığına inanıyorum. Bu hareketler öyle parti akımlarının, özel amaçların ölçüsü değil, bütün bir milletin vatansever emellerinin sonucudur. Ordunun eski komutanlarından biri olmam dolayısıyla milli hareketlerin başında bulunanları şahsen tanırım. Bu karşılıklı samimiyetten şu sırada yararlanmak istenildiğinden milli teşkilata bazı yazılı ifadelerde bulundum. Hükümetin icraatına karışmamak şartıyla milli teşkilat ile kabine arasında tam bir anlaşma olduğundan, yürütme gücü doğal olarak artık sorumlu olan hükümete aittir. “
    >O günlerde aynı konu sadece Ahmed İzzet Paşa’ya değil, Saray’a yakın birçok isme sorulmuştur. Sivas Kongresi devam ederken, 8 Eylül günü Ahmed Tevfik Paşa ile yapılan bir röportaj buna örnektir. Erzurum ve Sivas kongreleri ile Milli hareketin konu edildiği röportajda, hükümetin Anadolu’daki örgütlenmeler üzerine asker sevk edip etmeyeceği hakkındaki soru üzerine Ahmed Tevfik Paşa şu cevabı vermiştir:
    “Dâhilde (içeride) ihtilal ve isyan yoktur. Eğer ayaklandırma olursa, onu bastırmak her hükümetin görevleri arasındadır. Dâhiliye Nezareti’nin (İçişleri Bakanlığı) asker sevkini gerektiren bir durum görmediği açıktır.“
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı6 yıl önce
    Daha sonra toplanacak Londra Konferansı için Mustafa Kemal’e teklifte bulunmuş; İstanbul Hükümeti ile Milli Mücadele’yi organize eden Ankara Hükümeti’nin Londra’ya birlikte gitmesini istemiştir. Mustafa Kemal bu teklifi kabul etmemiş, Ankara Hükümeti’ni temsilen Bekir Sami Bey’i Londra’ya göndermiştir.
    Tarih kitaplarımızda bir cümleyle anlatılan o meşhur hikâyenin kahramanı işte bu Ahmed Tevfik Paşa’dır. Konferans sırasında “Osmanlıların temsilcisi” olarak kürsüye çıkmış, “Türk milletinin tek temsilcisi Ankara Hükümeti’dir” diyerek sözü ve yetkiyi Osetyalı Bekir Sami Bey’e devretmiştir! Ne tuhaf bir tesadüf ki Sultan İkinci Abdülhamid’in 14 yıl boyunca Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) olan Ahmed Tevfik Paşa, sanki vazifesini İstanbul’dan Ankara’ya taşımıştır. Çünkü Osetyalı Bekir Sami Bey, yeni kurulan Türk devletinin ilk dışişleri bakanı olacaktır. (Bekir Sami Bey, daha sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucularından olacak, ismi İzmir Suikastı’na karıştırılması vesilesiyle siyaset sahnesinden çekilecektir.)

    2- 1071 Malazgirt Savaşı ile Anadolu’nun kapılarını Türklere açan beyliklerin en önemlilerinden biri, Danişmend Beyliği idi. Danişmend Gazi’nin liderliğindeki Sivas merkezli bu beylik, Anadolu’nun hem maddi hem manevi imarında çok ciddi hizmetlerde bulunmuştur. “Bilgin”, “Bilge”, “Danışılan kişi” anlamına gelen Dânişmendliler, Anadolu’yu yurt edindikten sonra özellikle ilmî sahada yaptıkları çalışmalarla öne çıkmışlardır. Sivas Kongresi’nde Dîvân Kâtipliği yapan, aynı zamanda istihbarat şefliğine getirilen İsmail Hâmi Bey, Dânişmend ailesine mensuptur. Sivas Kongresi’ne İstanbul temcilcisi olarak katılan İsmail Hâmi Danişmend, ilk kez Kongre sürecinde çıkarılan İrade-i Milliye Gazetesi›nin de başyazarıdır. Milli Mücadele’den sonra ilmî çalışmalarına ağırlık vermiş, Türk ve İslam tarihi üzerine yazdığı kitaplarla tanınmıştır.

    3- Tarihimize, Sultan Abdülhamid’in ismiyle anılan Hamidiye Krüvazörü’nün kahramanı olarak geçen Rauf Bey, Abdülhamid’in bahriye (donanma) kadrosundaki en önemli isimlerden biriydi. 31 Mart Hadisesi’nde, isyancıların Abdülhamid’in sarayını denizden bombalama isteğine karşı çıkmış ve emrindekilerin ateş açmasına izin vermemişti

    Milli Mücadele’nin en önemli mimarlarından olan Rauf Bey, yeni devletin de Başbakanıdır. Lozan görüşmelerine gitmesi beklenirken sürpriz bir kararla İsmet (İnönü) Bey’in görevlendirilmesi sonucu Ankara’da kalmıştır. İsmet Bey’in kabul ve imza edilmesini istediği maddeleri kabul etmemiş, bir süre sonra Başbakanlığı bırakmak zorunda kalmış, yenilenen ve Lozan’ı kabul eden mecliste muhâlif konumunda olmuştur. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurulmasıyla da bu partide yer almıştır. Rauf Bey, 1925 İzmir Suikastı’na ismi karıştırıldığı için siyasetten çekilmek ve kurucusu olduğu devletin topraklarından ayrılmak zorunda kalmıştır. Annesi, Anadolu’nun köklü ailelerinden Bedirhan Aşireti’ne mensup olan Rauf Bey’in babası da Kafkas boylarındandır ve Mirza’dır. Rauf Bey, Soyadı Kanunu’yla birlikte Orbay ismini almıştır.
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı6 yıl önce
    Sultan Abdülhamid’in 14 yıl Hariciye Nazırlığını yapmış olan Ahmed Tevfik Paşa, Kırımlı Giray Hanedanı’na mensuptu. Devlet-i Aliyye’nin en sancılı yıllarında Sultan Vahdettin’in Sadrâzamlığa tayin ettiği isim Ahmed Tevfik Paşa oldu. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra toplanan Paris Konferansı’na katılmış ve Osmanlılar’a dayatılan maddeleri reddetmişti. Daha sonra toplanacak Londra Konferansı için Mustafa Kemal’e teklifte bulunmuş; İstanbul Hükümeti ile Milli Mücadele’yi organize eden Ankara Hükümeti’nin Londra’ya
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı6 yıl önce
    yazmak için yanıyordu fakat yazılacak her şey karanlığın zırhını giyinmiş saklanıyor, ona adım attırmıyordu.
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı6 yıl önce
    Atalarımız Türkistan’dan Anadolu’ya geldikleri vakit bu toprakları kendi aralarında paylaştılar. Erzurum’da Ebu’l Kasım Saltuk Bey, Amasya ve Sivas’ta Dânişmend Gâzi, Erzincan’da Mengücek Ahmed Gâzi, , Bitlis’te Dilmaçoğlu Mehmed Bey, Diyarbakır’da Artuk Bey, Erbil’de Begtegin… Hepsi bir bölgeye yerleştiler, o bölgeyi madden ve manen imar etmekle vazifeli kılındılar. Bizans’tan alınan toprakları Türk ve İslam kılmak üzere ahit verdiler; dil ile Sultan’a, kalp ile Hakk’a bu ahdi beyan ettiler. Kimi yere asker diktiler, kimi yere talebelerini gönderdiler. Nihayet çok vakit geçmeden bütün Anadolu’ya yayıldılar.”
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı6 yıl önce
    Atam Âl-i Selçuk, Anadolu’ya asker göndermezden evvel akıncılar yolladı. Erzurum’da, Sivas’ta, Maraş’ta, Balıkesir’de, Amasya’da, Kastamonu’da, nihayet Konya ve Karaman’da bu akıncılar zemin yokladı. Sultan Alparslan, Malazgirt’ten geldiği ve Bizans’ı bu diyardan sürdüğü vakit, işte bu yerleri kumandanlarına ve hocalarına verdi; kimi yere askerleri, kimi yere âlimleri bey tayin etti.”

    Sultan Abdülhamid, ismini saydığı yerleri parmağıyla tek tek gösteriyordu. Her şehrin üstünde bir simge ve bu simgeleri birleştiren tek renk bir çizgi, Candar Bey’in gözünden kaçmadı.

    “Bu askerler ve âlimler, devletimizin temelidir kumandan!” dedi, Hünkâr…

    “İlk kez yola düşmediler. İlk kez devlet kurmadılar. İlk kez bey olmadılar... Dün Atavatan’da, bugün Anadolu’da millete devlet kuranlar birdi; aynı ailelerdi, aynı beylerdi, aynı boylardı. Gün geldi, Kınık’tan Selçuk’u baş tayin ettiler, gün geldi Kayı’dan dedem Osman’ı bey bildiler... Bildiklerini unut ki, bileceklerini rahat hazmedesin
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)