Daha sonra toplanacak Londra Konferansı için Mustafa Kemal’e teklifte bulunmuş; İstanbul Hükümeti ile Milli Mücadele’yi organize eden Ankara Hükümeti’nin Londra’ya birlikte gitmesini istemiştir. Mustafa Kemal bu teklifi kabul etmemiş, Ankara Hükümeti’ni temsilen Bekir Sami Bey’i Londra’ya göndermiştir.
Tarih kitaplarımızda bir cümleyle anlatılan o meşhur hikâyenin kahramanı işte bu Ahmed Tevfik Paşa’dır. Konferans sırasında “Osmanlıların temsilcisi” olarak kürsüye çıkmış, “Türk milletinin tek temsilcisi Ankara Hükümeti’dir” diyerek sözü ve yetkiyi Osetyalı Bekir Sami Bey’e devretmiştir! Ne tuhaf bir tesadüf ki Sultan İkinci Abdülhamid’in 14 yıl boyunca Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) olan Ahmed Tevfik Paşa, sanki vazifesini İstanbul’dan Ankara’ya taşımıştır. Çünkü Osetyalı Bekir Sami Bey, yeni kurulan Türk devletinin ilk dışişleri bakanı olacaktır. (Bekir Sami Bey, daha sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucularından olacak, ismi İzmir Suikastı’na karıştırılması vesilesiyle siyaset sahnesinden çekilecektir.)
2- 1071 Malazgirt Savaşı ile Anadolu’nun kapılarını Türklere açan beyliklerin en önemlilerinden biri, Danişmend Beyliği idi. Danişmend Gazi’nin liderliğindeki Sivas merkezli bu beylik, Anadolu’nun hem maddi hem manevi imarında çok ciddi hizmetlerde bulunmuştur. “Bilgin”, “Bilge”, “Danışılan kişi” anlamına gelen Dânişmendliler, Anadolu’yu yurt edindikten sonra özellikle ilmî sahada yaptıkları çalışmalarla öne çıkmışlardır. Sivas Kongresi’nde Dîvân Kâtipliği yapan, aynı zamanda istihbarat şefliğine getirilen İsmail Hâmi Bey, Dânişmend ailesine mensuptur. Sivas Kongresi’ne İstanbul temcilcisi olarak katılan İsmail Hâmi Danişmend, ilk kez Kongre sürecinde çıkarılan İrade-i Milliye Gazetesi›nin de başyazarıdır. Milli Mücadele’den sonra ilmî çalışmalarına ağırlık vermiş, Türk ve İslam tarihi üzerine yazdığı kitaplarla tanınmıştır.
3- Tarihimize, Sultan Abdülhamid’in ismiyle anılan Hamidiye Krüvazörü’nün kahramanı olarak geçen Rauf Bey, Abdülhamid’in bahriye (donanma) kadrosundaki en önemli isimlerden biriydi. 31 Mart Hadisesi’nde, isyancıların Abdülhamid’in sarayını denizden bombalama isteğine karşı çıkmış ve emrindekilerin ateş açmasına izin vermemişti
Milli Mücadele’nin en önemli mimarlarından olan Rauf Bey, yeni devletin de Başbakanıdır. Lozan görüşmelerine gitmesi beklenirken sürpriz bir kararla İsmet (İnönü) Bey’in görevlendirilmesi sonucu Ankara’da kalmıştır. İsmet Bey’in kabul ve imza edilmesini istediği maddeleri kabul etmemiş, bir süre sonra Başbakanlığı bırakmak zorunda kalmış, yenilenen ve Lozan’ı kabul eden mecliste muhâlif konumunda olmuştur. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurulmasıyla da bu partide yer almıştır. Rauf Bey, 1925 İzmir Suikastı’na ismi karıştırıldığı için siyasetten çekilmek ve kurucusu olduğu devletin topraklarından ayrılmak zorunda kalmıştır. Annesi, Anadolu’nun köklü ailelerinden Bedirhan Aşireti’ne mensup olan Rauf Bey’in babası da Kafkas boylarındandır ve Mirza’dır. Rauf Bey, Soyadı Kanunu’yla birlikte Orbay ismini almıştır.