Osman Nuri Topbaş

İmam-ı Rabbani'den Hikmetler

Kitap eklendiğinde bana bildir
Bu kitabı okumak için Bookmate’e EPUB ya da FB2 dosyası yükleyin. Bir kitabı nasıl yüklerim?
  • cosqun251alıntı yaptı4 yıl önce
    İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyurur:

    “Mâlûmdur ki, bu dünya çalışma yurdudur, boş durma ve dinlenme yeri değildir. Gayretinizi tamamıyla çalışmaya yönlendirmelisiniz. Boş durmayı ve eğlenmeyi bir kenara bırakınız!.. Tembellik ve gevşeklik, düşmanların nasîbi olsun! Amel-i sâlihler işlemeli, çalışmalı, yine çalışmalı…”[84]
  • cosqun251alıntı yaptı4 yıl önce
    RasûlullahEfendimiz şöyle buyurmuştur:

    “...Cemaat hâlinde olmanızı ve ayrılığa düşüp dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı isterim. Zira şeytan, yalnız başına yaşayan kimselerle beraberdir. İki kişi de olsa, beraber yaşayanlardan ise uzaktır. Cennet’in ortasında bulunmak isteyen kimse, cemaate devam etsin...” (Tirmizî, Fiten, 7/2165)
  • cosqun251alıntı yaptı4 yıl önce
    “…Bir kimsenin diğer bir kimseyle olan namazı, yalnız kıldığı namazdan daha bereketli ve sevâbı daha fazladır. İki kişi ile olan namazı da bir kişi ile olan namazından daha bereketli ve üstündür. Beraber kılanların sayısı ne kadar çok olursa, Allah Teâlâ’nın o kadar çok hoşuna gider.” (Ebû Dâvûd, Salât, 47/554; Nesâî, İmâmet, 45)
  • cosqun251alıntı yaptı4 yıl önce
    Hak Dostlarından Hikmetler

    İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyurur:

    “Oturup kalkmamızda; kısacası bütün davranışlarımızda Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını kazanmayı hedeflemeliyiz… İçimiz de dışımız da Hak Teâlâ ile birlikte olmalıdır.

    Meselâ baştan aşağı gaflet hâli olan uykuya dalmak istediğimizde, yarınki ibadetlerimizi daha güzel ve zinde olarak yapabilmek için istirahat etme niyetini taşımalıyız. Bu maksatla yatıldığında, uyku da baştan sona ibadet olur. Nitekim «âlimlerin uykusunun ibadet olduğu»[29] rivâyet edilmiştir.”[30]

    [Rabbine ibadet etmek için yaratılmış olan insanoğlu, son nefesine kadar bu hakîkatin şuur ve idrâki içinde yaşamaya gayret etmelidir. Gerçek bir mü’min, hayatının her ânında, Cenâb-ı Hakk’ın rızâsının arayışı içinde olur. Yine kâmil bir mü’min, bu arayış içinde yaptığı hiçbir hayrı kâfî görmez, devamlı artan bir hayır iştiyâkına sahip olur.

    Hakk’a kulluk; sadece namaz, oruç, zekât ve hac gibi belli zamanlarda îfâ edilip tamamlanan ibadetlerden ibâret değildir. Hakk’a kulluk, bu ibadetlerle birlikte, güzel ahlâk ve muâmelât gibi, mü’minin her ânını kuşatan, ömürlük bir hayat nizâmıdır. Cenâb-ı Hakk’ın, ibadetler dışında da rızâsına uygun düşen bütün fiillere ecir vaad edip gazabını celbeden bütün fiilleri yasaklaması da bundandır.

    Bu itibarla mü’min, ibadetler dışında kalan bütün beşerî davranışlarını da, Hakk’a itaat gibi ulvî bir gâyeye bağlayarak, onlar vesîlesiyle de Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını kazanmaya gayret etmelidir. Nitekim bu hakîkatten dolayıdır ki yine;

    İmâm-ı Rabbânî Hazretleri şöyle buyurur:

    “Leziz yiyecekler ve güzel elbiseler hususunda nefsin hazzını ön plânda tutmamalıyız. Bunun yerine yiyecek ve içeceklerde, ibadetlere güç kazanma niyetini taşımamalıyız. Güzel elbiseler giyerken de; «Her mescide gidişinizde güzel elbiselerinizi giyiniz!» (el-A‘râf, 31) âyetindeki ilâhî emre itaat etme niyetini taşımalı, insanlara gösteriş yapmak gibi bir gâyemiz olmamalıdır...”[31]
  • cosqun251alıntı yaptı4 yıl önce
    İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyurur:

    “Bir vakit farz namazı cemaatle edâ etmek, (cemaatten geri kalarak îfâ edilen ve farz olmayan) pek çok çile doldurmaktan daha fazîletlidir. Bununla birlikte, şer’î esaslara riâyetle yapılan zikir ve tefekkürler de çok fazîletli ve ehemmiyetlidir.”[32]
  • cosqun251alıntı yaptı4 yıl önce
    şöyle buyurmuştur:

    “Siz, kıl kadar bile önemsemediğiniz birtakım işler yapıyorsunuz ki, biz onları, Rasûlullah zamanında helâk edici büyük hatalardan sayardık.” (Buhârî, Rikàk, 32)
  • cosqun251alıntı yaptı4 yıl önce
    “Dikkat edin, bana Kitap ve onun bir misli verildi. Dikkat edin, karnı tok bir adamın koltuğuna yaslanarak size; «Bu Kur’ân’a uymanız gerekir. Onda helâl bulduklarınız helâl, haram bulduklarınız haramdır (başka kaynağa ihtiyacınız yoktur!)» demesi yakındır. Dikkat edin! Allâh’ın Elçisi’nin haram kıldıkları, Allâh’ın haram kıldıkları gibidir.”[4]
  • cosqun251alıntı yaptı4 yıl önce
    Meselâ Kur’ân-ı Kerîm’de ölü eti yemenin haram olduğu bildirilmiştir. Bu hususta, canlı yakalandıktan sonra kendi kendine ölen balığın müstesnâ olduğunu ve onun yenilebileceğini ise Sünnet’ten öğrenmekteyiz.
  • cosqun251alıntı yaptı4 yıl önce
    İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyurur:

    “Müstehapların yerine getirilmesi hususunda gevşeklik gösterilmemelidir. Zira müstehaplar, Cenâb-ı Hakk’ın sevdiği ve râzı olduğu şeylerdir. Kişi, yeryüzünün bir köşesinde Hak Teâlâ’nın sevdiği ve râzı olduğu bir ameli bilir ve onu yapma imkânı olursa, bunu ganimet bilmelidir.
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)