Kemal Tahir

Yorgun Savaşçı

Kitap eklendiğinde bana bildir
Bu kitabı okumak için Bookmate’e EPUB ya da FB2 dosyası yükleyin. Bir kitabı nasıl yüklerim?
  • Bedir Hasırcıalıntı yaptı3 yıl önce
    Orman ne demiş? “Şuncacık balta, benim hakkımdan gelemez ama, neyleyim ki sapı benden” demiş...
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı5 yıl önce
    Ne silgi kalmış, ne silinecek kara tahta... Yoktan başlayacağız! İstanbul’u gözlerinle gördün! Koca Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentinde Çingen çalıyor, Kürt oynuyor. Bence ortada iki ümit kıvılcımı var: Biri, kötü Yunan’ın, İzmir’e çıkarak başından büyük işe sıvanması... İkincisi, ordu müfettişliğiyle Samsun’a giden Mustafa Kemal...

    — Ortada ordu olmayınca, Mustafa Kemal ne yapabilir?

    — Orasını bilmem ama, bir şey yapılabilirse, bunu başka hiç kimse Mustafa Kemal’den daha iyi yapamaz
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı5 yıl önce
    Yaratılıştan kuşkulu bir adam olmalı... Tedirgin... Böyleleri cennete gitseler sevinmezler!.. ”

    Haşan Efendi gelip çekmecesinin arkasına
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı5 yıl önce
    Biz kör olduksa, dünyanın da bakılacak suratı kalmadı ya!” demiş
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı5 yıl önce
    Seferberliğin gözü kör olsun... Erkeksiz kaldı karılar
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı5 yıl önce
    Deh demiş dünyayı, çüş deyip biz mi durduracağız abi?
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı5 yıl önce
    Bütün bu işleri başarabilmek, kısacası toplumun var olabilmesini savunmak için sizin devletiniz, sırasında, despot da olmak zorundadır. Sizin devlet merkezcilikten, bürokratlıktan, hatta despotluktan vazgeçtim dese, siz bunalınca ayaklanır, bunları geri getirmesini ister, hatta bunun için onu zorlarsınız...
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı5 yıl önce
    Batı’da devlet, sırasında bir sınıfın öteki sınıfı ezmek için kullandığı araç haline geldiği halde, sizin devlet, ana ödeviyle toplumu İHYA EDİCİ’dir. Yani, Batı’da devletin olmadığı zamanlar, toplumlar var olmuşlardır ama, Doğu’da devletsiz toplum görülmemiştir. Sizde devlet toplumun var olma, yok olma şartıdır. Siz, farkına varın varmayın her şeyi devletten beklersiniz. Bizde ağalık almakla olduğu halde, sizde elbette vermekle olacaktır. Siz devletinizi TALANCILIK’la suçlarken, Batı kültürünüzle, Batılı devletmiş gibi yargılıyorsunuz. Batıda, ilkçağların kölelik sisteminden bu yana özel mülkiyet kutsal olduğu halde, sizin beş bin yıllık toplum tarihinizde devletten başka kutsal hiçbir şey yoktur. Bu açıdan bakınca, Melek Ahmet Paşa’nın ağası devlet işine giderken Bolu paşasının atını çekip alırsa bu talan sayılmaz. Çünkü sizde her iş devlete yararlılığıyla değerlendirilir. Sizde devlet tehlikeye düştüğü zaman devletten sorumlu olanlar, bir dakika önce, en korkunç suçlamalarla geri ittikleri en akıl almaz sistemi kabullenmekte bir an duraklamazlar. Batı’da bütün monarklar geriliği tuttukları halde, sizin padişahların apansız ilerici kesilmeleri bundandır. Burdaki ilericilik, bilinçle, imanla kazanılmış bir şey değildir, beyin ameliyatı gibi ister istemez katlanılan, bir çaresiz durumdur. Sizde padişahlar, baba, kardeş, evlat demeyip öldürmüşlerdir. Bir gecede on dokuz kardeşini, sona da öz oğlunu öldüren Üçüncü Mehmet’in, para denilen bakır, gümüş, altın parçalarını bulduğu yerde almasına yalnızca talan deyip geçemeyiz. Kaldı ki, ikinci padişah Sultan Orhan’dan bu yana, modem anlamıyla devletçidir de sizin devlet... Tersanelerini, baruthanelerini, dökümhanelerini, madenlerini işleten, tarım topraklarının mülkiyetini elinde tutan, bayındırlık işlerini, yol şebekesini, postayı, kervansaraylar sistemini, okulları, üniversiteleri, merkezden idare edilen bütün imparatorluğa yaygın yargılama örgütlerini, loncaları, hatta dini bile devletleştirip devletçilikle yürüten, ana tüketim maddeleriyle besin maddelerini tekele alan, iç ticareti, dış ticareti aralıksız denetleyen, pazarda fiyatları belli bir çizgide tutan bir ekonomik sosyal örgütün ana özelliği talancılıkla belirlenmez. Bütün
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı5 yıl önce
    Salt Anadolu toprağı değil, Akdeniz’i, Ege Denizi’ni çevreleyen bütün topraklar, cenabet topraklardır. Çünkü, bu bölge toprakları dünyanın yüzünde, gayet ince, pek yalınkat bir kaput gibidir. Tarım derin derin aktarılmaz, kara sapanın ucuyla az biraz karıştırılır. Bu bölgenin hava durumu da tarıma uygun değildir doktor, ya kurak gelir, ya taşkın... Kurakta sizin toprak, hiç saban görmemiş gibi taş kesilir. Taşkınlar, tarlaların yarısını alır denize götürür, yarısını dar vadilere indirip bataklık yapar. Bataklıklarda insan barınamaz. Bu yüzden, Adana, Küçük, Büyük Menderes ovaları gibi verimli ovalarınız ancak on dokuzuncu yüzyıl ortalarında tarıma açılabilmiştir
  • Faik Eryaşaralıntı yaptı5 yıl önce
    Ağalık vermekle” atasözü Osmanlının sömürme anlayışının Batı’yla nasıl çelişme içinde bulunduğunu da gösterir
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)