bookmate game
Şükrü Erbaş

İnsanın Acısını İnsan Alır

Kitap eklendiğinde bana bildir
Bu kitabı okumak için Bookmate’e EPUB ya da FB2 dosyası yükleyin. Bir kitabı nasıl yüklerim?
  • Sinem Tosunalıntı yaptı7 yıl önce
    İnsanlık ne kadar büyük bir yalnızlığı, yabancılaşmayı, sevgisizliği ve yıkımı yaşıyor olursa olsun, dünyanın herhangi bir yerinde şiir yazan birisi varsa ve onu okuyan bir başkası varsa, barıştan, aşktan, özgürlükten ve güzellikten umudu kesmeye yer yoktur.
  • b7608920513alıntı yaptı4 yıl önce
    Çocuklar dünya karşısında yenik büyüyordu. Babalarından başka doğru bilmeden yaşlanıyordu erkekler. Çarşılar evleri çoktan teslim almıştı. Kızlar şarkısını kimseye söyleyemiyordu. Sokaklardan esen güneş değil, geri çekilme duygusuydu. Annelerin sütünde ışık yoktu. Kaba adamların kalın sesi örtmüştü ülkeyi. Güzellik, insanların gelecek düşlerinden çoktan çıkmıştı. Kimsenin ortak türküsü yoktu ve kimse türküsünü bir başına söyleyemiyordu. Bir yere gitmeden, gelecek birisini bekliyordu herkes. Koro halinde susuluyordu ve yalnızca yüksek sesle konuşanlara inanır olmuştu insanlar. İncelik yalnızlığa dönüşe dönüşe bitmişti.
  • Ayrina 🧸alıntı yaptı5 yıl önce
    Alnından öptüğüm yerde ülkemsin, ağzından öptüğüm yerde kadınım, diyeceğim.
  • Deniz Özdamaralıntı yaptı5 yıl önce
    Gürültü sessizliği duyabilir mi hiç? Ben geceye çekiliyorum ey büyük yalan; sizin yalnızca uyku diye bildiğiniz o sahipsiz hazineye...

    Size benzeseydim mutlu olur muydum?
  • Deniz Özdamaralıntı yaptı5 yıl önce
    neden sevinçler değil de acılar gidip gidip geçmişten karşılık bulur kendine? Ve neden insan, ne kadar acı geçerse geçsin, çocukluğunu okşar durur yaşlandıkça?
  • Deniz Özdamaralıntı yaptı5 yıl önce
    Korku mu, güven mi bin yıldır adını koyamadığımız bir içsesle susuyorduk. Çözülmesiyle dolaşması arasında ayrım olmayan bir top yumaktı kadınlarımız. Elleri mi daha bereketliydi göğüsleri mi, hiç düşünmemiştik.
  • Deniz Özdamaralıntı yaptı5 yıl önce
    Dün akşam aldım seni yanıma; gücenikliğini aldım, vazgeçişini; ilk karşılaştığımız günkü sesini; benim dönüp dönüp gidişlerimi, senin gittikçe bir kuyuya benzeyen suskunluğunu... Yolların kentten koptuğu bir uzaklığa varıp durdum. Sonra bir ağacın yalnızlığına oturdum. Üşüyen yerlerini aldım kirpiklerimin arasına, sana dünyayı gösterdim uzaktan. Güneşin büyüsünü, taşların sesini; nasıl yer değiştirdiğini dağların. Onca çokluğuna karşı yıldızların yalnızlığından söz ettim. Hiçbir şeyin bize uzak ol
  • Deniz Özdamaralıntı yaptı5 yıl önce
    Kimsenin sesinde bulut yok, kanat yok, rüzgâr yok; bir hızar sesiyle konuşuyor artık herkes. Kalbinle donattın önce gövdemi, sonra aşkın nasıl bir yoksulluğa dönüştüğünü gösterdin.
  • Deniz Özdamaralıntı yaptı5 yıl önce
    Aşk ile korku, cam ile taşa benzer.”
  • Deniz Özdamaralıntı yaptı5 yıl önce
    Hiçbir meydana açılmayan bir sokakta, akşamların geç, sabahların hemen olduğu evlerin birinde tanıdım dünyayı.
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)