düşünceyi (örneğin birinin sizin hakkınızda hoşlanmayacağınız şeyler söylemesini) zihninizde canlandırın. Bu olaydan önce bu kişi hakkındaki fikirlerinizi hatırlayın. Onun sizin hakkınızda söylediği sözlerin sizin değerinizden hiçbir şey değiştirmediğini bilin; hatta onun tenkitleri sayesinde kendiniz hakkında yeni şeyler öğrendiğiniz için teşekkür edin. Bu sahneleri zihninizi zorlamadan ve gülümseyen bir yüz ifadesi ile canlandırın. 10 dakikalık bir canlandırmanın son 3 dakikasını pozitif telkinlerde kullanın.
Elif kamacıalıntı yaptı2 yıl önce
Hiçbir gerçek yoktur ki tam karşıtı da en az onun kadar gerçek olmasın. Bu açıdan bakıldığında her şey gerçektir. Gerçekler arasındaki fark, insanların bakış açılarıdır. Önemli olan hangi pencereden ve nasıl baktığınızdır. İnsanlar aynı ortamlarda, aynı şartlara sahip etkilerde bile algılarına göre değişik tepkiler verir
Elif kamacıalıntı yaptı2 yıl önce
Gereğinden fazla güven duyarsanız, aldatılabilirsiniz; ama yeterince güven duymazsanız, yaşamınız bir işkence olacaktır.
b2233000939alıntı yaptı3 yıl önce
“Eğer yaşayacak 24 saatiniz daha olsaydı, o süreyi nasıl yaşardınız?” Voltaire ise şöyle cevap verir-. “Birer birer.”
b2233000939alıntı yaptı3 yıl önce
“İnançların kendini gerçekleştirme kehaneti vardır.”
b2233000939alıntı yaptı3 yıl önce
“Bilgi sınırlıdır. Hayal gücüyse, tüm dünyayı içine alır, ilerlemeyi teşvik eder ve evrim oluşturur.”
b2233000939alıntı yaptı3 yıl önce
Leonardo da Vinci, ortalama insanın “görmeden baktığını, duymadan dinlediğini, hissetmeden dokunduğunu, tad almadan yediğini, fizikî bilince erişmeden hareket ettiğini, koku bilincine ulaşmadan nefes aldığını ve düşünmeden konuştuğunu” söylerdi
b2233000939alıntı yaptı3 yıl önce
Zaman, biriktirilemeyen ancak sahibine her gün yeni fırsatlar sunabilen; doğru kullanıldığında hayata değer katan, kötü kullanıldığında sadece boş boş akan; herkese eşit miktarda dağıtılan; ama sonuçları, kullanan kişiye göre değişen bir hazinedir.
b2233000939alıntı yaptı3 yıl önce
Hemen hemen her insan mutluluğunu, bazı şartlar ve durumlara bağlamaktadır. Bu nedenle mutlu olabilmeyi şansa ve kendisi dışındaki etkenlere bağlayarak umutla yaşamaya çalışmaktadır. Hâlbuki tamamen bizim sorumluluğumuzda olan düşüncelerimizin, hayatımızı yönlendiren çok önemli “yaşam üretim kaynağı” olduğunu unuturuz.
b2233000939alıntı yaptı3 yıl önce
Eğer okyanusun bir tarafından suya bir taş atmaya karar verirsem, bu davranışımla bir hareket yapmış olurum ve eninde sonunda bu hareket küçük bir dalga şeklinde kendini okyanusun öbür tarafında gösterir.” der. Bu görüşe katılıyorum. Hayatımızı etkileyen her şeyin sebebini biz oluştururuz ve bunların ortak kaynağı da bizim düşüncemizdir.