bookmate game
Cioran Emil

Çürümenin Kitabı

Kitap eklendiğinde bana bildir
Bu kitabı okumak için Bookmate’e EPUB ya da FB2 dosyası yükleyin. Bir kitabı nasıl yüklerim?
  • Hittingthespacebaralıntı yaptı2 yıl önce
    Varoluşun içinden açıklamalarla sıyrılınamaz, buna ancak maruz kalınabilir, bu sevilir ya da bundan nefret edilir, tapınılır ya da çekinilir; bizzat varlığın ritmini, duraksamalarını, tutarsızlıklarını, buruk veya neşeli coşkunluklarını yansıtan o mutluluk ve nefret sıralaması yaşanarak...
  • Hittingthespacebaralıntı yaptı2 yıl önce
    Hemen hemen bütün filozofların sonu iyi olmuştur: İşte felsefeye karşı baş gerekçe. Sokrates’in sonu bile biç trajik değildir: Bir yanlış anlamadır; bir pedagogun sonudur-ve eğer Nietzsche deliliğe gömüldüyse, şair ve mütefekkir olaraktır bu: Akıl yürütmelerinin değil, vecdlerinin kefaretini ödemiştir
  • Hittingthespacebaralıntı yaptı2 yıl önce
    İnsanlar, “her şey geçer,” derler –fakat bu dehşet verici bayağılığın menzilini kaç kişi kavrar? Kaç kişi hayattan kaçar, hayat için şarkı söyler ya da ona ağlar? Hayatın beyhude olduğu kanaatiyle kim dolmamıştır? Ama kim bunun sonuçlarıyla yüzleşmeye cesaret eder? M
  • Hittingthespacebaralıntı yaptı2 yıl önce
    Eğer her kederlendiğimizde ağlayarak kurtulma imkânımız olsaydı, teşhissiz hastalıklar ve şiir ortadan kalkardı. Fakat doğuştan gelen ve eğitimle vahimleşen bir çekingenlik ya da gözyaşı bezlerimizdeki bir işleyiş bozukluğu, bizi kuru gözlerin azabına mahkûm eder. Ve çığlıklar, küfür fırtınaları, içi içini yeme ve ete giren tırnaklar, kanlı bir gösterinin verdiği teselli, artık tedavi usullerimiz arasında görülmez olur. Bunun sonucunda da hepimiz hastayızdır; canı çektiğince ulumak için her birimize bir Sahra gerekirdi, ya da kudurmuş iniltilerine daha da kudurgan iniltilerimizi karıştıracağımız içli ve coşkulu bir denizin kıyıları...
  • Hittingthespacebaralıntı yaptı2 yıl önce
    Omuzlarımızın ve düşüncelerimizin üzerinde ağır yüklerle bir hapishanede doğmuşuz; kesip alına imkânı bizi bir sonraki gün yeniden başlamaya teşvik etmese, tek bir günün bile sonunu getiremezdik... Bu dünyanın prangaları ve solunmaz havası her şeyi elimizden alır, kendimizi öldürme özgürlüğü hariç; bu özgürlük de, bunaltıcı ağırlıkların üstesinden gelen bir kuvvet ve gurur verir bize.
    Kendi hükmünü mutlak olarak elinde bulundurmak ve bunu kullanmamak... bundan daha esrarengiz bir yetenek var mıdır? İntiharın mümkün olduğu tesellisi, soluksuz kaldığımız o mekânı sonsuz bir alana çevirir. Kendimizi yok etme fikri, buna ulaşma yollarının çokluğu, kolaylığı ve yakınlığı sevindirir ve ürkütür bizi; zira kendimiz hakkında gen dönüşsüz bir şekilde karar verdiğimiz o hareketten daha basit ve daha korkunç bir şey yoktur. Tek bir anda bütün anları ortadan kaldırırız; bunu Tanrı bile yapamazdı. Fakat palavracı iblisler olduğumuzdan sonumuzu erteleriz: Özgürlük gösterişinden, kibrimizin oyunundan nasıl vazgeçebilirdik ki?.
  • Hittingthespacebaralıntı yaptı2 yıl önce
    Kendimiz için de her şey, itibarı ve tutarlılığı olmayan bir felsefenin konusu haline gelir... Düşüncenin gayri şahsî kaderi, binlerce ruha, Fikir’in binlerce defa aşağılanmasına dağılmıştır... Bize artık ne Leibniz ne Kant ne de Hegel bir yardımda bulunabilir. Kendi ölümümüzle felsefenin kapılarının önüne gelmişizdir: Çürüdükleri ve artık savunacak hiçbir şeyleri olmadığı için kendiliklerinden açılırlar... ve herhangi bir şey, felsefe konusu haline gelir. Paragrafların yerini çığlıklar alır: Bunun sonucu, mahremiyetini tarihin ve zamanın görünümlerinde bulabilecek bir fundus animae (canlı temel) felsefesidir.
  • Hittingthespacebaralıntı yaptı2 yıl önce
    Zaman’ın cümlesinde, insanlar virgüller gibi yer alırlar; sense, onu durdurmak için, nokta olarak hareketsizleştin
  • Hittingthespacebaralıntı yaptı2 yıl önce
    Eczanelerde varoluşa karşı hiçbir özel ilaç yoktur - yalnızca palavracılar için küçük ilaçlar... Peki berrak, alabildiğine eklemlenmiş, vakur ve kendinden emin ümitsizliğin panzehiri nerededir? Bütün varlıklar mutsuzdur; ama ne kadarı bunu bilir?
  • Hittingthespacebaralıntı yaptı2 yıl önce
    Bir kez selâmete erdikten sonra, kendine hâlâ canlı demeye kim cesaret edebilir? Ancak acıdan kurtulmayı reddetmekle ve adeta dinî bir dinsizlik eğilimiyle gerçekten yaşanır. Selâmet yalnızca canilere ve azizlere, yaratığı öldürmüş ya da aşmış olanlara musallat olur; ötekiler, -ölesiye sarhoş bir halde- mükemmeliyetsizliğe gömülürler...
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)