Onun gerçekten hırsız olup olmadığını anlayamamıştım. İki tanık suçunu anlatmıştı, ama ben olayı gözlerimle görmemiştim. Ben bir suçlu, bir tutuklu görmüştüm yalnızca, bir hırsız değil! Çünkü bir hırsız tam hırsızlık yaptığı anda, bir şey çalarken hırsızdır, iki ay sonra yargıcın önünde suçlarını anlatırken hırsız sayılmaz artık!.. Bir ozanın mikrofonda şiirini okurken değil, ancak yaratırken, yarattığı anda ozan olabileceği gibi tıpkı... Sanatçı yalnızca yarattığı sırada sanatçıdır, hırsız yalnız suç işlediği sırada hırsızdır. Belki ben bu eşsiz anı görecektim. Yaşamının en tehlikeli anı olan hırsızlık anında, en gerçek anında, doğuş zamanı, çoğalma zamanı gibi en anlaşılmaz saniyesinde bir yankesici görecektim. Böyle bir olasılığı düşünmek bile çıldırtıyordu beni.