tr

Erich Fromm

  • ramazan sıvacıoğlualıntı yaptı2 yıl önce
    İnsan doğaya egemen olmak için yeni ve daha iyi araçlar yaratırken bu araçların ağına düşmüş ve onlara anlam veren -asıl ereği- kendini yitirmiştir. Doğanın efendisi olma süreci içinde kendi ellerinin yapmış olduğu makinenin kölesi haline gelmişir. Özdeğe ilişkin tüm bilgisine karşın, insan-sal varoluşun en önemli ve temel sorunları konusunda bilgisizdir. Çünkü, insanın, ne olduğunu, nasıl yaşaması gerektiğini, içindeki sayısız güçlerin nasıl özgürleştirilebileceğini ve nasıl üretken bir şekilde kullanılabileceğini bilmemektedir.
  • Ирина Осипенкоalıntı yaptıgeçen yıl
    Geçmişte de, günümüzde de insanın en sık başvurduğu çözüm yoluysa bunun tam tersidir: Topluma uyum; toplumun geleneklerini, uygulamalarını ve inançlarını kabul etmek.
  • Ирина Осипенкоalıntı yaptıgeçen yıl
    İnsanların büyük bir bölümü topluma uyma gereksinimlerinin farkında bile değildir. Sadece kendi düşüncelerine, kendi eğilimlerine göre davrandıklarını, bir birey olduklarını sahip oldukları fikirlere kendi düşünceleriyle vardıklarını, kendi fikirlerinin çoğunluğun fikirleriyle örtüşmesinin bir rastlantı olduğunu zannederek yaşarlar. Herkesin aynı görüşte olması, insana “kendi” fikirlerinin doğru olduğunu kanıtlar. İçlerinde kalan birazcık bireysel olma gereksinimini, ufak tefek ayrıntılarla diğerlerinden ayrışarak tatmin ederler; çantaya veya kazağa işlenen ismin baş harfleri, gişe görevlisinin üzerinde adı yazılı olan küçük kimlik, farklı partilere ya da öğrenci birliklerine üyelik: Bu gibi şeyler bireysel farklılıkları vurgulamaya yarar.
  • Ирина Осипенкоalıntı yaptıgeçen yıl
    Sevgi, insanın ayrılık ve yalnızlık duygusundan kurtulmasına yardım eder ve yine de kendisi olarak kalmasına, bütünlüğünü korumasına olanak tanır. Sevgide iki ayrı varlığın bir olması, yine de iki ayrı varlık olarak kalabilmeleri karşıtlığı vardır.
  • Ирина Осипенкоalıntı yaptıgeçen yıl
    Spinoza … Duyguları, etkin ve edilgen duygular, eylemler ve tutkular diye ikiye ayırmıştır. Eğer insan etkin bir duyguyla davranıyorsa, özgürdür, bu duygunun efendisidir, buna karşın edilgen duyguyla davranıyorsa, sürüklenendir, kendinin bile farkında olmadığı motivasyonların nesnesidir. Bu nedenle Spinoza erdemle gücün ( = bir şeyi yapma gücü) aynı olduğu, bir olduğu sonucuna varır.
  • Ирина Осипенкоalıntı yaptıgeçen yıl
    Sevgi bir etkinliktir, pasif bir duygu değildir. Sevgi, insanın kendi içinde geliştirdiği bir şeydir, bir şeye sürüklenmesi değil. Sevginin etkin özelliği en genel biçimde şöyle tanımlanabilir: Sevgi ilk önce vermektir, almak değil.
  • Ирина Осипенкоalıntı yaptıgeçen yıl
    Sevgi, sevdiğimiz şeyin yaşaması ve gelişmesi için duyduğumuz etkin ilgidir. Bu etkin ilginin bulunmadığı yerde sevgi de yoktur.
  • Ирина Осипенкоalıntı yaptıgeçen yıl
    … Annenin çocuğuna duyduğu sorumluluk yalnızca bebeğin bedensel gereksinimlerinin karşılanmasıdır. Yetişkinler arasındaki sevgideyse sorumluluk, diğer insanın ruhsal gereksinimlerine yanıt verebilmek anlamına gelir.
  • Ирина Осипенкоalıntı yaptıgeçen yıl
    İlgi ve özenin dışında sevgi için başka bir şey daha gereklidir; bu da sorumluluk duygusudur. Günümüzde sorumluluk, genelde bir “görev”, yani bize dışarıdan yüklenmiş bir şey olarak algılanır. Oysa sorumluluk gerçek anlamıyla insanın kendi isteğine bağlı olarak gelişen bir duygudur, başka birisinin ifade edilen ya da edilmeyen gereksinimlerine verdiğimiz yanıttır. Birisi için “sorumluluk” duymak demek, “yanıt verme” yetisine sahip ve bu duruma hazır olmaktır.
  • Ирина Осипенкоalıntı yaptıgeçen yıl
    Kendimizi tanırız —ama tüm çabalarımıza rağmen tanıdığımız da söylenemez— Yakınımızdaki insanları tanırız, bir bakıma tanımayız da, çünkü biz nesne değiliz, yakınımızdakiler de nesne değildir. Kendi varlığımızın ya da başka bir insanın varlığının ne denli derinine inersek, bilmek istediğimiz bizden o denli uzaklaşır. Yine de insan ruhunun gizemine, gerçek varlığının özüne ulaşma isteğini bastıramayız.
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)