grup ise, bu anlamda bir sınıf olamıyor, ellerine geçirdikleri artığı tekrar üretime yatırarak bu yoldan bir artık elde eden sınıfa dönüşemiyorlardı. Üretim gücü sahibi olmadan ve sahipliğin gereği olan onu sağlamlaştırıcı üstyapı kurumlarını kurmadan artığın bir kısmını alabilmek devamlı olamazdı. Bu ilişkilerle birlikte Batıcılar, aydın kesimini temsil eder görünseler de halkla gerekli bir organik bağlantı kuramayacaklardı ve gerçekte çoklukla halka karşı düşebileceklerdi. İşte bu Batıcı grup, zaman zaman ele geçirdikleri iktidarda olsunlar, muhalefette olsunlar, Batı’daki tarihî gelişme modelinin tersine bir yönden Batılılaşmaya çalışan sözde bir akımı temsil ederler. Bürokrat olarak kabul edeceğimiz bu grup üretim güçlerinin daha süratli gelişimini engellemiştir, hatta bazı dönemlerde (özellikle Tanzimat’ta) açıkça üretim güçlerinin azalmasına dahi sebep olmuşlardır.