bookmate game
Rainer Maria Rilke

Genç Bir Şaire Mektuplar

Kitap eklendiğinde bana bildir
Bu kitabı okumak için Bookmate’e EPUB ya da FB2 dosyası yükleyin. Bir kitabı nasıl yüklerim?
  • Kitaplikkedisialıntı yaptı3 yıl önce
    Hiçbir şey genellikle inandırıldığımız kadar somut ve dile getirebilir değildir.
  • Fulden Ufacıkalıntı yaptı5 yıl önce
    Duygulara geldiğimizde, sizi yoğunlaştıran ve havalandıran tüm hisler durudur. Saf olmayan tek duygu, varlığınızın sadece tek bir yanını kavrayan ve sizi bozandır. Çocukluğunuzla yüzleşirken düşünebildiğiniz her şey, güzeldir. Bugüne kadar ne olduysanız, en iyi zamanlarınızda bile, sizi bunlardan daha fazlası kılan her şey doğrudur. Tüm kanınıza işlemişse, zehirli veya bulanık değilse, dibe kadar berrak, içini görebileceğiniz sevinçle doluysa, her türlü yoğunluk iyidir. Ne demek istediğimi anladınız mı?
  • Fulden Ufacıkalıntı yaptı5 yıl önce
    Size tek bir şey daha söylemem gerekirse, sizi rahatlatmaya çalışan kişinin, size kimi zaman zevk veren yalın ve sessiz sözcüklerin arasında sıkıntı çekmeden yaşadığını düşünmeyin sakın, derdim. Yaşamında pek çok dert ve keder var ve sizinkinin çok gerisinde kalmaya devam ediyor. Başka türlü olsaydı zaten, o sözcüleri bulmayı asla beceremezdir.
  • Fulden Ufacıkalıntı yaptı5 yıl önce
    Nihayetinde bizden istenen tek cesaret türü budur: karşımıza çıkabilecek en tuhaf, en alışılmadık, en açıklanamaz deneyimlerle yüzleşebilme cesareti
  • Fulden Ufacıkalıntı yaptı5 yıl önce
    Tehlikeli ve sağlıksız yegâne hüzün, gürültüyle bastırmak için sosyal alana taşıdığımızdır. Tıpkı, yüzeysel olarak ve akılsızca tedavi edilen hastalıklar gibi, zira kısa süreliğine geri çekilmelerinin ardından tekrar daha korkunç bir şekilde patlak verirler. İçimizde birikirler. Hayattırlar, yaşanmayan, reddedilen, kayıp, ölebileceğimiz bir hayat. Bilgimizin erişebileceği noktanın, önsezilerimizin siperlerinin biraz ötesini görebilseydik, belki üzüntülerimize, sevinçlerimize gücendiğimizden daha çok güvenerek dayanırdık. İçimize yeni bir şeylerin, bir bilinmeyenin girdiği anlardır bunlar: duygularımızın ürkek bir utangaçlıkla sustuğu, içimizdeki her şeyin geri çekildiği, sessizliğin doğduğu ve yeni deneyimin, kimsenin bilmediği, her şeyin tam ortasında durduğu ve hiçbir şey söylemediği.
  • Fulden Ufacıkalıntı yaptı5 yıl önce
    Sevmek de güzeldir, zira sevgi zordur. Bir insan için bir başka insanı sevmek, belki de bize verilmiş en zor görevdir, nihai görev, hem nihai sınav hem kanıt, tüm diğer işler için bir hazırlık. Her şeye yeni başlayan gençlerin, sevme yetisine sahip olmamalarının nedeni budur: öğrenmekle yükümlüdürler. Yalnız, endişeli, şiddetle çarpan kalplerinin etrafında toplanmış tüm varlıklarıyla, tüm güçleriyle, sevmeyi öğrenmek zorundadırlar. Ne var öğrenme süreci daima uzundur ve gözlerden ıraklık gerektirir. Sevmek, uzun bir süre yaşamın ötesindedir, yalnızlıktır, seven için artan ve derinleşen bir ıssızlık. Sevmek ilk başta birleşmek, teslimiyet ve diğer insanlarla bütünleşmek değildir, zira belirginleşmemiş, tamamlanmamış ve hala tutarsız iki kişinin birleşmesi nasıl olurdu? Diğer kişinin uğruna, bireyin olgunlaşmasını, kendi kedine bir varlık, kendi başına bir dünya olmasını gerektiren ne muazzam bir teşviktir sevmek. Kişiden gereksinimleri çoktur, onu seçer ve büyük mesafeleri kat etmesi için zorlar. Gençler kendilerine bahşedilen bu aşkı, kendi dönüşümleri için (“gece gündüz dinleyerek ve şekil vererek”) ve salt bunun için kullanmalı. Bütünleşmenin, teslimiyetin ve birleşmenin hiçbir türü, uzunca bir süre, kendini saklaması ve kendine çeki düzen vermesi gerekenlere uygun değildir. Doruk noktasıdır sevmek, belki de, insan yaşamı onun için henüz yeterince geniş olmadığından.
    Gençler, doğaları gereği sabırsızdır ve aşkın etkisi altındayken, çoğu zaman ve feci halde, kendilerini birbirlerine savururlar. Kendilerini dağıtırlar, oldukları gibi, tüm dağınıklıkları, düzensizlikleri, şaşkınlıklarıyla. Ve sonunda ne olur? Birleşme diye adlandırdıkları, mutluluğumuz ve geleceğimiz dedikleri, sanki mümkünmüş gibi, bu yarım yamalak şeyler yığınıyla, hayat ne yapabilir ki? Böylece her biri, diğerinin uğruna kendini ve ötekini ve hala gerçekleşmek isteyen pek çok şeyi kaybeder. Büyük mesafeleri, olasılıkları kaybetmenin ötesinde, yaklaşan ve uçup giden nazik ve öngörülü Şeylerden, hiçbir işlerine yaramayacak verimsiz bir kafa karışıklığı uğruna, biraz tiksinti, hayal kırıklığı ve yoksulluk ve en tehlikeli caddelerdeki barınaklar gibi türeyen sayısız gelenekten bir tanesine kaçıştan başka hiçbir yere götürmeyecek bir karmaşa için vazgeçer. İnsan deneyiminin hiçbir alanı, böylesine kapsamlı şekilde örf ve adetlerle donatılmamıştır: can yelekleri, tekneleri, kollukları vardır. Toplum, her türlü sığınağı yaratabilmeyi becermiştir, zira aşk hayatını bir eğlence olarak görmeyi seçmiştir ve ona basit, ucuz, güvenli ve emin bir biçim vermiştir, tıpkı halka açık eğlence yerleri gibi.
    Yanlış bir şekilde seven birçok gencin, yani teslimiyetle ve yalnızlıklarından vazgeçerek, eninde sonunda başarısızlıklarının baskını hissettikleri ve içine düştükleri bu durumu kişisel yöntemleriyle yaşanılabilir ve verimli kılmak istedikleri bir gerçektir. Öte yandan, sıradan insan pek tabi böyle yaşamayı sürdürecektir. Gençlerin doğaları onlara, aşkla ilgili sorular söz konusuyken, bunun ne alenen ne de şu ya da bu geleneğe göre çözülemeyeceğini söyler. Bu sorular, her halükarda, yeni, özel ve bütünüyle kişisel bir yanıt gerektiren, iki insan arasındaki mahrem sorulardır der. Zaten kendilerini birbirlerinin kollarına atarak, artık kendi sınırlarını kaybetmiş olanlar, bundan böyle kendilerine ait hiçbir şeye sahip olmayanlar, şimdiden en alta gömülmüş yalnızlığın derinliklerinden kendilerine bir çıkış yolu nasıl bulabilirler?
    Çaresizlikle hareket ederler ve yaklaşan sondan, evlilik gibi mesela, en iyi olasılıkla kaçmaya çalışırlarsa, daha az belirgin olan ama bir o kadar ölümcül başka bir geleneksel çözümün ağına düşüverirler. Örf ve adetle çevrelenmişlerdir. Vaktinden önce bir araya gelinmiş, bulanık bir birliktelikle hareket edildiği zaman, her türlü eylem gelenekseldir. Böyle bir karmaşanın götürdüğü tüm ilişkilerde, ne kadar tuhaf olsa da ( sıradan anlamda ahlaksız mesela) kendilerine özgü kurallar ortaya çıkar ama bu durumda, ayrılık bile geleneksel bir adım, şahsi olmayan, güçsüz, verimsiz tesadüfî bir karardır.
  • Fulden Ufacıkalıntı yaptı5 yıl önce
    İnzivanızda, içinizdeki bir şeyin bundan kurtulmak istemesinin kafanızın karışmasına izin vermeyin. Sakin ve ihtiyatlı kullanırsanız, tıpkı bir alet gibi, bu arzunuz tek başına, yalnızlığınızın büyük mesafeler kat etmesine yardım edecektir. Pek çok kişi, (geleneklerden ötürü), çözümleri kolaydan ve kolayın da en kolay tarafından beklemektedir. Zor olana güvenmemiz gerektiği ortada, canlı olan her şey ona güveniyor zira. Doğa’daki her şey nasıl gerekiyorsa öyle büyüyor ve kendini koruyor, içinden geldiği gibi, ne pahasına olursa olsun ve tüm tersliklere karşı kendisi olmaya çalışıyor. Az şey bilmemize rağmen, zor olanın bizi asla bırakmayacağına güvenmeliyiz mutlaka. Yalnız olmak iyidir, çünkü yalnızlık zordur; bir şeyin zor olması onu yapmamızın nedenlerinden biri olmalıdır.
  • Fulden Ufacıkalıntı yaptı5 yıl önce
    zira başlamanın kendisi hep güzel değil midir?
  • Fulden Ufacıkalıntı yaptı5 yıl önce
    Başkalarıyla paylaşacak hiçbir şeyiniz yoksa Şeylere yakın olmaya çalışın, sizi bırakıp gitmeyeceklerdir. Geceler hep sizinledir; ağaçlardan, diyarlardan esen rüzgârlar da öyle. Şeylerin ve hayvanların dünyasında her şey, sizin de yer alabileceğiniz hadiselerle doludur. Çocuklar da siz tıpkı kendi küçüklüğünüzde nasılsanız öyledir, aynı şekilde kederli ve mutlu. Çocukluğunuzu düşünürseniz, bir kez daha aralarına katılırsınız, yalnız çocukların arasına. Yetişkinler önemsizdir, haysiyetlerinin bir değeri yoktur.
  • Fulden Ufacıkalıntı yaptı5 yıl önce
    Oysa yalnızlığınız en alışılmadık koşulların ortasında bile sizin destekçiniz ve yuvanız olacak. Sayesinde tüm yolları bulacaksınız.
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)