Çocukluk yıllarında kendisine katı rejim uygulanmış kız çocukları çoğunlukla bağlanmaya kapalıdırlar. Bu tutumun bir devamı olarak aynı kız çocuğu anne olunca da kendini çocuğuna bağlamakta zorluk çeker. Çocukluk yıllarından kalan emniyetsizlik hissi, kendini bebeğine bırakmasına engel olur.
Bu türden bir durum yaşayan anne için çocuk aslında bir terapist gibidir. Kendisini kasan, bırakmayan annesini tatlı duruşu, sempatikliği ve masumiyeti ile kendini bırakmaya zorlar.
Emme eylemi bunun için müthiş bir fırsattır. Çünkü çocuk kendi ihtiyacını gidermeye çalışırken anneye de adeta terapi uygular, bu yolla annesinin kendisini bırakmasının önünü açar. Yapılan araştırmalar da bu tezi destekler niteliktedir. Güvenle kendini bebeğine bırakabilen, rahat, huzurlu annelerin sütü daha fazladır. Yahut tam tersine anne kaygılı, üzgün ve agresifse süt miktarı azalır ya da tamamen kesilir.