Erich Fromm

Psikanaliz ve Din

Kitap eklendiğinde bana bildir
Bu kitabı okumak için Bookmate’e EPUB ya da FB2 dosyası yükleyin. Bir kitabı nasıl yüklerim?
  • kitab_21alıntı yaptı7 yıl önce
    Vardığı her aşama insanı hoşnutsuz ve kafası karışmış bırakıyor, bu zihin karışıklığı da onu yeni çözümler aramaya itiyor. İnsanın içinde doğuştan getirdiği bir “gelişme güdüsü” yoktur; onun yola koyulmasına neden olan varoluşundaki çelişkidir. İnsan, cenneti –doğayla bütünlüğü– yitirince amaçsızca dolaşıp duran sonsuz bir gezgin (Odysseus, Oedipus, Abraham, Faust) oldu; ilerlemeye ve bitmez tükenmez bir çabayla bilgisindeki boşlukları yanıtlarla doldurarak bilinmeyeni bilinen yapmaya sürüklendi. İnsan kendine kendini ve varlığının anlamını açıklamak zorundadır.
  • kitab_21alıntı yaptı7 yıl önce
    İnsan varlığı bu açıdan diğer tüm organizmalardan farklıdır; o sürekli ve kaçınılmaz bir dengesizlik durumundadır. İnsan hayatı türünün örnekleri model alınarak “yaşanmaz”. İnsan canı sıkılabilen, tatmin olmayan ve kendini cennetten kovulmuş gibi hissedebilen tek hayvandır. Varlığı kendi için kaçamayacağı ve çözülmesi gereken bir sorun olan tek hayvan insandır. O, insanlık öncesi doğayla uyum evresine geri dönemez; doğanın ve kendinin efendisi olana dek aklını geliştirmek için harekete geçmelidir.
  • kitab_21alıntı yaptı7 yıl önce
    İnsan doğanın bir parçasıdır, onun fiziksel kurallarına bağlıdır ve bu kuralları değiştiremez, ama doğanın geri kalanının üstündedir. İnsan doğanın bir parçası olmasına karşın bir kenara atılmıştır; evsizdir, ama tüm yaratıklarla paylaştığı eve zincirlenmiştir de. Rastlantısal bir mekân ve zamanda dünyaya fırlatılıp atılan insan gene rastlantısal olarak bu dünyanın dışına iteklenir. Kendinin farkında olduğu için güçsüzlüğünü ve varoluşunun sınırlarını kavrar. Kendi sonunu gözlerinin önüne getirir: Ölümü. Hiçbir zaman varlığının ikiye bölünmüşlüğünden kendini kurtaramaz: İstese dahi zihninden vazgeçemez; yaşadığı sürece bedeninden de vazgeçemez —bedeni onu hayatta kalmaya istekli yapar.
  • kitab_21alıntı yaptı7 yıl önce
    Asıl mesele insanın dine dönmüş ve Tanrıya inanmış olup olmadığı değil sevgiyi yaşayıp yaşamadığı ve gerçeği düşünüp düşünmediğidir. İnsan eğer böyle yaşıyorsa kullandığı simgeler sistemi ikincil derecede önemlidir. Ama eğer böyle yaşamıyorsa bunların hiçbir önemi yoktur.
  • kitab_21alıntı yaptı7 yıl önce
    Modern insanı üstünkörü incelersek çok sayıda kişileştirilmiş ilkel din biçimlerine rastlarız. Bunların çoğu nevroz olarak adlandırılır, ama aynı zamanda ayrı ayrı dinsel isimleriyle de adlandırılabilirler: soya tapmacılık, totemcilik, fetişizm, törencilik, temizliğe tapmacılık ve benzerleri.
  • kitab_21alıntı yaptı7 yıl önce
    Freud, dinin bir yanılsama olduğunu kanıtlama çabasının ötesine geçer. O, dinin bir tehlike olduğunu çünkü dinin tarih boyunca işbirliği içinde bulunduğu çürümüş insani kurumları kutsama eğiliminde olduğunu söyler; daha da ileri giderek dinin insanlara bir yanılsamaya inanmayı öğrettiği ve eleştirel düşünceyi yasakladığı için zekânın gerilemesinden de sorumlu olduğunu belirtir
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)