«Biraz sonra bir roman okuyacaksınız ve hayatınız değişmeyecek. Ama değişen bir şey olacak: Artık hayatınız değişmediği için küfredebilecek olgunluğa erişeceksiniz! Bunu yeniyetme bir yazar, daha ilk kitabıyla yapacak size. Şimdi kendinizden pişman olmayı öğrenin ve hiç zaman kaybetmeden bu romanı okumaya başlayın ya da ağlayın.
Hayatınız bir fim şeridi gibi geçsin gözlerinizin önünden: Babanızın ilk tokadı, üstüne erken boşaldığınız sevgiliniz, ya da boşanmak için geç kaldığınız karınız, kocanız, o berbat mesleğiniz… Biliyorsunuz, belki de bilmiyorsunuzdur, yine de söyleyeyim: 'Bazı meslekler adi suç kategorisine girebilir, tıpkı bazı adi suçların meslek kategorisine girebildikleri gibi.
«Hikâyesi Olan Ölüler’le karşılaşmak sizi şaşırtmazsa, asıl o zaman üzülün. Demek ki bir hikayesi bile olmayan diriler şaşırtıyor sizi. Çok yalnızsınız ve yalnız yaşlanıyorsunuz. Gelin, bir iyilik yapın kendinize. Bu romanı okuyun. Sonra, ister hayatınızı bir saksı gibi önünüze koyup seyredin, hani derler ya, kendinizle yüzleşin; ya da kafanıza sıkın, ne bileyim. Önce okuyun da… "
— Altay Ökmen