Hz. Enes (r.a) şöyle anlatır: Halk bir gün Hz. Peygamber [s.a.v]’e sorular sordu. Hem de Hz. Peygamber [s.a.v]’i kızdıracak derecede fazla sordular. Bunun üzerine Hz. Peygamber [s.a.v] minbere çıkarak şöyle dedi:
“Benden sorun! Siz benden bir şeyi sorarsanız o şey hakkında size haber veririm.”
Bu esnada ashab-ı kiramdan bir zat ayağa kalkarak dedi ki: ‘Ey Allah’ın Resulü! Benim babam kimdir?’
Hz. Peygamber [s.a.v] cevap olarak, “Senin baban Huzafe’dir” buyurdu.
Bunun akabinde hemen kardeş olan iki genç ayağa kalktılar ve dediler ki: ‘Ey Allah’ın Resulü! Bizim babamız kimdir?’
Hz. Peygamber [s.a.v], “Sizin babanız, kendisine nisbet edildiğiniz kişidir.”
Sonra üçüncü şahıs ayağa kalkarak şöyle dedi: ‘Ey Allah’ın Resulü! Ben cennetlik miyim cehennemlik mi?’ Hz. Peygamber [s.a.v], “Sen cehennemliksin” buyurdu.
Halk, Hz. Peygamber [s.a.v]’in öfkelendiğini görünce, soru sormaktan vazgeçtiler. Bu esnada Hz. Ömer (r.a), ayağa kalkarak şöyle dedi: ‘Biz Rab olarak Allah’a, din olarak İslâm’a, peygamber olarak Muhammed’e razı olduk.’
Hz. Peygamber [s.a.v] Hz. Ömer (r.a)’e hitaben,
“Ya Ömer! Allah senden razı olsun. Otur. Muhakkak senin söylediğin hakikatin ta kendisidir” buyurdu.[385]
Hadiste ‘Hz. Peygamber [s.a.v] dedikodu, malı zayi etmek ve fazla sual sormaktan nehyetmiştir’ diye nakledilmiştir.
Hz. Peygamber [s.a.v] şöyle buyurmuştur:
“İnsanlar soru sora sora şöyle demeye başlamışlardır: ‘Muhakkak mahlukatı Allah yarattı. O halde Allah’ı kim yarattı?’ İnsanlar bunu söyledikleri zaman, siz onlara cevap olarak deyin ki; ‘O bir olan Allah’tır. Tektir. O herkesin ihtiyacını gören ve herkesin her ihtiyacı için başvurduğu Allah’tır. O, doğurmamıştır ve doğrulmamıştır ve O’na denk olacak hiç kimse yoktur