Chedomil Mijatovich

1453 İstanbul’un Fethi

Kitap eklendiğinde bana bildir
Bu kitabı okumak için Bookmate’e EPUB ya da FB2 dosyası yükleyin. Bir kitabı nasıl yüklerim?
  • b7927495795alıntı yaptı4 yıl önce
    “Allah’ın değişmez kanuna göre, saldırı esnasında pek çok asker can verecektir. Fakat unutmayın ki dini uğruna mücadele ederken ölenlere cennet vaat edilmiştir. Fetihten sonra sağ kalanlara ömür boyu, aldıklarının iki katı maaş bağlanacaktır. Şehir ele geçirilirse üç gün boyunca yağmalama izniniz olacak. Şehrin bütün zenginliği; altın, gümüş, ipek, kumaşlar ve kadınlar sizindir; yalnızca binalar ve surlar padişaha bırakılacaktır.”
  • b7927495795alıntı yaptı4 yıl önce
    “Sadrazamın müttefik Frenklerin Konstantinopolis’e yardıma geleceğine dair söylediklerine bir an olsun inanmam. Latin filosunun yetişeceğini de sanmam. Padişah hazretleri bütün Frenk illerinde, bilhassa da İtalya’da ihtilafın şiddetlendiğini gayet iyi bilmektedir. Böyle ihtilaf içindelerken gâvurların bize karşı birleşmeleri mümkün değildir. Hristiyan hükümdarlar asla bir birlik sağlayamazlar. Büyük gayretler neticesinde aralarında barışı tesis etseler de bu fazla uzun sürmez. Anlaşmalarla aralarında ittifak kurulsa da daima birbirlerinin topraklarında gözleri vardır. Hep birbirlerinin korkusuyla yaşarlar ve birbirlerinin arkasından entrikalar çevirmekle meşguldürler. Çok düşündüklerine, çok konuştuklarına, çok anlattıklarına şüphe yoktur da iş yapmaya gelince ortada yokturlar. Bir işe girişmeden önce düşünüp taşınarak bir sürü zaman kaybederler. Ola ki bir işe başladılar, yine de onu fazla ilerletmezler, zira nasıl yapacakları konusunda hemen anlaşmazlığa düşerler. Ve şu anki durumları için de bunlar her zamankinden fazla geçerlidir, çünkü aralarında yeni ihtilaf sebepleri doğmuştur. Bu yüzden de onlardan korkmamız için bir sebep yoktur. Madem burada tartışıyoruz, haydi diyelim ki Latin filosu Konstantinopolis’e ulaştı. Kuvvetlerinin toplamı bizimkinin yarısı, hatta dörtte biri bile etmezken neden endişelenecekmişiz? Allah başka bir bela vermezse şu anda bizim için bir tehlike yoktur. Bu yüzden hünkârım, ümidinizi yitirmeyin, bize saldırı emrini verin yeter!”
  • b7927495795alıntı yaptı4 yıl önce
    21 Nisan günü, büyük Türk bataryalarından açılan ağır ateşle Aya Romanos Kapısı’nı savunan burçlardan biri aniden çöktü. Bölgede bizzat bulunan Barbaro, günlüğüne Türklerin o an yalnızca 10.000 adamla bile şehre girebilmeleri halinde fethi gerçekleştirebileceklerini kaydetmiştir.100 Neyse ki açtıkları ateşin bu denli etkili olacağını tahmin etmeyen Türkler, ani ve hızlı bir saldırı için hazırlık yapmamışlardı. Padişahın da o sırada Maltepe’deki otağında bulunmayışı saldırıyı imkânsızlaştırmıştı. Sabahın erken saatlerinde 10.000 süvarisiyle birlikte Diplokynion’a gitmişti. Orada, donanmasının bahtsız amirali Baltaoğlu Süleyman Bey’i huzuruna çağırtmış, önceki gün yol açtığı rezalet yüzünden onu sert bir şekilde azarlamış ve huzurundan kovup kazığa oturtulmak suretiyle yavaş ve acılı bir ölüme terk edilmesini emretmişti.
    Bu cezanın verilişine tanık olan vezirler, paşalar ve diğer devlet erkânı dehşete kapılmış ve padişahın ayaklarına kapanıp Süleyman Bey’e merhamet göstermesi için yalvarmışlardı. Bunun üzerine yumuşayan Sultan Mehmet cezayı değiştirmiş ve Baltaoğlu’nun o sabaha dek amirali olduğu donanmanın tamamının ve padişaha eşlik eden bütün süvarilerin gözleri önünde yüz defa kırbaçlanmasını emretmişti. Kırbaçlandığı sırada kazara bir gözünü kaybeden Baltaoğlu’nun bütün mallarına el konmuş, satışından elde edilen gelir de yeniçeriler arasında paylaştırılmıştı.
  • b7927495795alıntı yaptı4 yıl önce
    19 Nisan günü Türkler yaralılarını hendeklerden çıkarmış, ölüleriniyse götürüp yakmışlardı. Slav tarihçiye göre, kuşatma sırasında öldürülen askerlerin yakılması Türklerin sıklıkla uyguladığı bir yöntemdi.
  • b7927495795alıntı yaptı4 yıl önce
    Bizans saflarında çarpışan bir Venedikli olan Nikolo Barbaro’nun tuttuğu Günlük, imparatorun dostu ve daimi yardımcısı Frantzes’in Hatıratı, şehrin savunmasında görev alan Sakız Başpiskoposu Leonardo’nun papa için hazırladığı rapor ve büyük ihtimalle görgü tanıkları tarafından yazılan Slavca Günlük; bu belgelerin hepsi bir araya geldiğinde, bize günden güne kaydedilen gelişmelerle kuşatmanın hikâyesini yeniden canlandırmamıza yetecek bilgileri sağlamaktadır.
  • b7927495795alıntı yaptı4 yıl önce
    Onun bu tür girişimlerindeki şaşmaz talihsizliğinden yola çıkarsak, Macarların padişahın karargâhıyla kurduğu temasın da Yorgo Brankoviç’in işi olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim bu hikâyenin devamı da son derece talihsiz bir şekilde gelişmiştir: Elçilere Aya Romanos Kapısı’nın önündeki dev bataryayı gezme izni verilmişti. Macar subayları Türklerin topları nasıl ateşlediklerini görünce kahkahalarla gülüp, gülleleri ne kadar ağır olursa olsun bu şekilde nişan aldıkları sürece surları asla delemeyeceklerini söylediler. Sonra da padişahı Konstantinopolis surlarından uzaklaştırmak için gelen bu Hristiyanların ta kendileri, Türk topçularına surları yıkabilmek için top namlularını hangi seviyede tutmaları gerektiğini kendi elleriyle gösterdiler! Önde gelen çağdaş yazarların tamamı, bu gerçeğe bir şekilde değinir.96 Frantzes, hikâyeyi muhtemelen şehir halkı arasında anlatıldığı şekilde aktarır. Hikâyeye göre, kehanetleriyle ünlü Sırp bir keşiş, Hünyadi’ye Türkler İstanbul’u ele geçirene kadar Hristiyanlığın onlardan kurtulamayacağı kehanetinde bulunmuştu.
  • b7927495795alıntı yaptı4 yıl önce
    Ve üç kıtanın kesişim noktası olan, dünyanın kadim hükümdarlarının kentini savunmak için dokuz bin Hristiyan güç bela toplanabilirken, padişahın saflarındaki otuz bin Hristiyan, Aya Sofya’nın kubbesindeki haçın indirilip yerine hilalin dikilebilmesi için kanlarını dökmeye hazır bulunmuştur!
fb2epub
Dosyalarınızı sürükleyin ve bırakın (bir kerede en fazla 5 tane)